Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
2.705

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibiarzuulku - Öğretmen
Günlük adıİşte aşk! - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı13705
Son güncelleme / Toplam kayıt23.06.2010 09:40:00 / Toplam kayıt: 1

GÜNLÜK KAYITLARI
İşte aşk!Yeni yorum girAç/Kapa

Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir dünyaya..

Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline , en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur. -Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir.-

Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur ,biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dır,diğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan… .

Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir , Sinan, 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır.....

Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat O’na olan aşkını olanca güzelliğiyle ,sanatına yansıtmıştır.

İstanbul’un en güzel yerlerinden birine ,Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden. 1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlar. Cami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir, ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği ,örnek aldığı yer ise bir başka aşka ,kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya..

Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup ,padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir, ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa ,padişah fermanı olmaksızın , Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ,ıssız ,yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere ,sanki aşkının gizli,ıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur....

Mihrimah Sultan’a ithafen..... ..

Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru, gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir. Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder, bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı. ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere, dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan'ın o çok güzel ayak topuklarını döven ,upuzun saçları tasvir edilmiştir.,

Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen, yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami.

Ama Sinan aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki ,bu sırra şaşırmamak ,o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil. Sinan Usta'nın aşk'ının vesikasıdır sanki, iki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette, yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı, o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur:
Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama, bu nasıl bir estetik anlayışıdır!?”

 pandatif; Kubbeleri taşıyan kemerler arasında bulunan üçgen..

 

Muazzam eserlere imza atmış olan Sinan'a hayranlığım eserlerini yakından inceleme fırsatı buldukça dahada arttı..Umarım iginizi çeker..

Günlük konusunda, teşvikte bulunan arkadaşlarım -Şebnem ve Selami- ile Sumru Ablam'a teşekkürler :)

 



Kayıt tarihi : 9.04.2010 - Toplam yorum : 21

Harikaydı!..  Tıpkı bir masal gibi, ama içindeki inanılmaz ayrıntılara şaşırarak okudum.. Böyle bir günlükle çok güzel bir başlangıç yapmış oldun Arzucum; hayırlı olsun diyor, bu gerçek masalı paylaştığın için teşekkür ediyorum.:)

Arzu : Bence Mimar Sinan, Osmanlı Devleti’nde yaptığı mimarlık görevi boyunca yapıları üzerinde deneyler yaptı :) Bu deneyler sayesindede pek çok yeniliklere imza attı..Bahsettiğiniz ayrıntılarıda, ince ince nakış işlerler ya, 0na benzetiyorum..

Beğeniniz çok hoşuma gitti Nermin Hanım..Sağolun :)


Kayıt tarihi : 9.04.2010 12:08:00 - Yorum sahibi: acemibilge

Hayırlı olsun günlüğün Sevgili Arzu,bizi kırmadığın içinde ayrıca teşekkürler :)))

Çok çok güzel bir yazı ellerine sağlık,okurken çok heyecanlandım doğrusu, aşk nelere kadir :))) Mimar Sinan gibi bir dehanın her eseri zaten mükemmel hele bide sadece birisi için,aşkına  bunu yapmış olması ve bu kadar gizemli yapması gerçekten olağanüstü ...O camiyi görmek çok isterim açıkçası.

Arzu : Senin "aşk nelere kadirmiş" cümleni okuyunca; Mihrimah Sultan’a platonik bir yakınlık duymasaydı; acaba bu harika uyumu yaratabilir miydi diye düşündüm bir an..Karşılık alamayacğını bile bile ince ayrıntıları planlamak ve uygulamaya geçirmek olağanüstü bir şey..

Benim açacağım günlük sizi memnun edecekse,sizleri neden kırayım Selami :))

Camiler için, sizi İstanbul'a.bekleriz :)) Çocuklarında çok hoşuna gideceğine eminim :)

Yorumun ve beğenin için teşekkürler.. 

 


Kayıt tarihi : 9.04.2010 12:12:00 - Yorum sahibi: çarşı 10

 Kanuni'nin, Cem Sultan'ın o büyük aşklarını okumuş ve hayran olmuşumdur sevgilerinin büyüklüğüne. Ama bu gerçekten hepsinden daha güzelmiş.Ne kadar özel ve ölümsüz bir aşk. Gerçekten masal gibi. Eline sağlık Arzucuğum.Beklememize değmiş sanırım günlük açman konusunda. :)

Arzu : İnsanın inanası gelmiyor..Sanki masallarda sadece böyle aşklar var gibi değilmi? Gerçi dilden dile dolaşan bir hikaye bu, doğruluk payını bilemiyoruz..Ama camide ders esnasında anlattıklarında bu hikayeyi, hepimizin bakış açısı bir anda değişmişti :))Sadece o ana kadar mimari açıdan değerlendirdiğimiz camiye farklı gözle, duygu katarak bakmaya başlamıştık :)

Okuduğun,yorum yaptığın,beğenin,desteğin ve arkadaşlığın için sağol canımm :)


Kayıt tarihi : 9.04.2010 12:20:00 - Yorum sahibi: sebo

Mimar Sinan'ın aşkı da eserleri gibi ulaşılmazmış demek ki, "aşkın mimarı" demek geldi içimden :))  Ellerine sağlık Arzu, günlüğün hayırlı olsun, bendeniz nöbetçi yorumcu olarak devamını beklediğimi söylemeden geçmeyeyim :)) 

Arzu : "Nöbetçi yorumcu" arkadaşım, ne güzel ilk açtığım günlükte senin yorumunu görmek :))

"Aşkın mimarı" çok hoşuma gitti Esra, sağol yorumun için..


Kayıt tarihi : 9.04.2010 12:35:00 - Yorum sahibi: ecz35

 Günlüğün hayırlı olsun Arzucuğum. :)) Çok güzel bir öyküymüş, okurken çok duygulandım. Özellkle de  "Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır!" kısmında içim ürperdi. Bu harika paylaşım için teşekkürler canım; eline, emeğine, yüreğine sağlık...:))

Arzu : Mimar Sinan'ın hayatını ince ayrıntılarıyla inceleyince aslında,sadece mimar değil,bilim adamı olduğu ve şairlerle yakın arkadaşlık ilişkilerine sahip olduğunu gördüm..Sanırım eserlerinde yapmaya çalıştığı şiirsellikde bundan kaynaklanıyor..

Prof.Dr. İlber Ortaylı'nın bu konu hakkındaki yazısına baktım..Aynen şöyle yazmış "Hikâyenin bir fanteziden, efsaneden öteye geçmesi mümkün değil. Kişi Mimar Sinan da olsa imparatorluğun sadrazamının tek eşine böyle duygular beslenmesi hayatının sonu anlamına gelir. Camilerin yerleri seçilirken veya mimarisinde, Mihrimah Sultan'a özel hesaplar yapılmış olması da bu aşkın varlığını kanıtlamaya yetmez."

Doğruluk payı nedir bilmiyorum demiştim,ancak ben içten bu olaya inanıyorum :)) Ya da inanmak istiyorum :))

Sağol Sumru Ablacığım..Bilmelisin ki, benim için senin beğenin ve tavsiyelerin çok önemli..Zaman ayırıp okuduğun,yorum yaptığın ve beğenini sunduğun için ben sana teşekkür ediyorum :))

 


Kayıt tarihi : 9.04.2010 18:34:00 - Yorum sahibi: toldi

Gece yattım, sabah kalktım; ben hâlâ bu öykünün, güneşin batışıyla ayın doğuşu paralelindeki hesap ve estetik kısmındayım. Sinan'ın zekâ ve estetik anlayışına hayran olmamak elde değil. İlber Ortaylı'ya saygım sonsuz. Bu güne kadar ben de kendisinden çok şey öğrendim. Ama kendisinin affına sığınırak yine de şunu söylemek istiyorum: Böyle; estetikle bezenmiş, muhteşem bir matematiksel-mimarî zekâ, kendi kellesinin de hesabını yapmıştır elbet. Sorulacak her soruya verecek bir cevabı vardı mutlaka. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplayan biri olarak, aşkıyla gerçekler arasındaki o bıçak sırtında durabilmek için mükemmel bir denge kurmuş olamaz mı? Sonuçta aşk bu, keyfin istediği zaman yok edemezsin ki...:)

Verdiğin bilgiler için sana da çok teşekkür ederim Arzucuğum. Bana göre harika bir başlangıç yaptın. Eminim bundan sonra da bizlerle paylaşacağın çok güzel günlüklerin olacaktır.:))

Arzu : Sumru Ablacığım, ilk bu konu üzerinde yoğunlaştığımızda da aynısını savunmuştum,şimdide aynı düşüncedeyim,bence Mimar Sinan'ın Mihrimah Sulatan'a hissetiği aşk o kadar büyüktü ki,adlarını sonsuza yaşatacak iki önemli yapıya bu ince detaylarla imza attı..

Yorum yazarken düşündüm, "Mihrimah" güneş ve ay anlamına geliyor ya, acaba 0nun ismine ithaf edercesine, caminin arka cephesinden güneş batarken diğerinden ay doğuyor..

Bu arada, ikinci kere günlüğümü ziyaret etmiş olmandan dolayı keyfime diyecek yok :))) Çok teşekkür ediyor,keyifli pazaralar diliyorum sana :)


Kayıt tarihi : 10.04.2010 11:32:00 - Yorum sahibi: toldi

Cidden muhteşemdi ablacım.Zevkle okudum resmen büyülendim.Bu hikayeyi bize sunduğun için çok teşekkür ederim:)

Arzu : Zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumunuz için bende teşekkür ediyorum :)


Kayıt tarihi : 10.04.2010 21:24:00 - Yorum sahibi: canermehmet67

Aşka inanmadığımdan mı nedir,bu günlüğü gördükçe hadi ordan diyordum.:)))Sonra düşündüm de dedim ki kendim kendime (bu ara kendi kendime çok konuşur oldum hayırdır inşallah.:)) şu uğruna böyle güzellikler yaratılan Mihrimah Sultan ne menem bişiydir ve resmini buldum.

Öyle ahım/şahım bir güzel değilmiş aslında ama birşey var ki,yüzündeki o sadelik,duruluk.Asıl güzellik bu sanırım.

Paylaştığın için çok teşekkür ederim.:))

Arzu : Sevgili martı, bence günlüğü tamamlayan senin eklediğin bu foto olmuş..Neden aklıma gelmedi dedim, hoş aklıma gelsede aşağıdaki yorumda yazdığım gibi nasıl eklenir bilmiyorum..Biri anlatırsa çok sevinirim :))

Bende teşekkür ediyorum vaktini ayırıp okuduğun, yorum yazdığın ve günlüğü okuyanların gözünde canlandırmalarını sağladığın için :) Keyifli pazarlar..


Kayıt tarihi : 11.04.2010 13:07:00 - Yorum sahibi: marti..

İstersen sevgili Arzu bu iki güzel insanı da unutmayalım.

Şah Cihan ve uğruna Tac Mahal yapılan güzeller güzeli Mümtaz Banu Begüm...

TAC MAHAL...

Arzu : Dünyada aşk için yapılmış en büyük anıt, Tac Mahal..Aslında aynı zamanda muazzam bir türbe..

Timuroğulları hükümdarlaından Şah Cihan tarafından, 0n dört çocuk dünyaya getirdikten sonra genç yaşta ölen çok sevdiği eşi Banu Begüm için yaptırmıştır..Yapının mimarı, Mimar Sinan'ın öğrencisi Mehmet İsa Efendi..22 yılda tamamlanmış yapı..Yapmında 20000 işçi çalışmış.

Aslında "aşk" kavramından bahsedilidğinde akla gelebeilecek en önemli örnek Tac Mahal..Hatırlattığın için çok teşekkürler sevgili martı :)) Bu konuda yazacak o kadar çok şey varki, ayrı bir kürsü konusu olur sanırım :)

Sadece ilginç bir detay paylaşayım,discovery channel'da izlediğim bir belgeselde burayı yapan mimarların elleri sonradan, daha güzellerini yapmasınlar diye kesilmiş..Doğruluk payı nedir bilmiyorum..

 


Kayıt tarihi : 11.04.2010 13:18:00 - Yorum sahibi: marti..

UFAK BİR KATKIDA BENDEN OLSUN ;-)


mihrimah sultan camii

mihrimah sultan camii

mihrimah sultan camii mihrimah sultan camii
 
 

kânûnî sultan süleyman hanın kızı mihrimah sultan tarafından yaptırılan iki câminin adıdır. biri üsküdar iskele meydanında diğeri edirnekapı'dadır.
ikisinin mimarı da sinan'dır.

üsküdar mihrimah sultan câmii, külliye hâlinde olup; câmi, medrese, imâret, tabhâne, sıbyan mektebi, kervansaray ve çeşmeden meydana gelir. bu geniş külliyeden zamânımıza câmi, medrese ve sıbyan mektebi ulaşmıştır. sıbyan mektebi bugün milli eğitim bakanlığına bağlı çocuk kütüphânesi olarak kullanılmaktadır. medrese, sağlık merkezi olarak kullanıldığından iç mîmârîsinde pekçok değişiklik yapılmıştır. hücrelerin biri dışında diğerleri, asıl biçimlerini kaybetmiştir

edirnekapı mihrimah sultan câmii de, mihrimah sultan tarafından mîmar sinana yaptırılmıştır. yanında çeşme, medrese ve hamamı da olup, külliye hâlindedir. câmi, şehrin en yüksek yerlerinden biri olan edirnekapıda 1562-1565 yılları arasında yapıldı. kubbe yüksekliği 37 m olup, minâresi tektir. 1714 ve 1894 yıllarındaki depremlerde büyük zarar gören külliye, sonradan tâmir edilmiştir.

Arzu : Görsellik açısından çok iyi düşünmüşsünüz..Günlüğüme katkınız için teşekkür ederim :) Keyifli pazarlar..


Kayıt tarihi : 11.04.2010 14:02:00 - Yorum sahibi: ombasaran

Daha önce okudum ve akabinde câmii ziyaretlerinde bulundum.Belki daha önce yüzlerce kez gördüğüm câmii'ler daha anlamlıydı hikayesini bilince,paylaşımın için teşekkürler.

Arzu : Hikayeyi bilerek mekanı incelemek,sanırım tek düzeliliği ortadan kadırıyor değilmi? Olaya daha farklı bakıyorsunuz, yaşanmış duyguları algılamaya çalışıyorsunuz..

Teşekkür ederim yorumunuz için..Keyifli pazarlar..


Kayıt tarihi : 11.04.2010 14:50:00 - Yorum sahibi: milkman74

Hani diyom ki,madem reelde birlikte olamadılar bari şu günlüğü bereber paylaşsınlar.İşte Mimar Sinan...

Arzu : Valla şimdi tam oldu :)) Çok teşekkürler martı :)


Kayıt tarihi : 11.04.2010 15:02:00 - Yorum sahibi: marti..

   Günlüğünü yorumlarla bırlıkte sonuna kadar zevkle okudum Arzu'cuğum..Arkadaşların  eklentileriyle birlikte harika...Böylesine etkileyici bir konuyu paylaştığın için teşekkürler..Günlüğünün takipçisi olucam anlaşılan..Sevgiler..

Arzu : Beğenmene sevindim :) Ziyarete her zaman beklerim..Okuyup,yorumda bulunduğun için teşekkkürler :) Sevgiyle kal...


Kayıt tarihi : 5.06.2010 02:10:00 - Yorum sahibi: emirimsin

Mimar Sinan’la ilgili bir günlük varmış ve ben yeni fark ediyorum.:)Çok keyif alarak okudum ve bende Mimar Sinan’la ilgili biraz alıntı birazda kendi görüşlerimi yazmak istedim.

 

Mimar Sinan bizim işimizin piri olduğu için hem okuldayken hem de sonradan hakkında çok şey okuyup takip ettiğim  muhteşem bir insan,mükemmel bir deha..

 

Yabancılar Sinan için ‘’Tanrının yakını’’ demişler.1999 da ki Gölcük depreminden sonra yabancı basın,eğer Türkler Sinan’ın izinden gitselerdi bu kadar kayıpları olmazdı diye yazmışlardı.O kadar akıllı bir insandı ki tüm dünya 0nun eserlerine hayranlık duymaktadır.

 

Mimar Sinan bütün eserlerini depreme dayanıklı şekilde yapmıştır. Yapının sağlıksız zemin ve nem gibi dış ortamlardan etkilenmemesi için tüm tedbirleri alan Sinan mimari çizimleri gerçekleştirirken yapılarını bir bütün halinde ve küresel olarak ele almış,böylece herhangi bir sarsıntıda yapının bir bütün olarak hareket etmesi ve kırılıp hasar görmemesi sağlanmıştır. 1950-1960 yılları arasında Japonya’dan gelen bir heyet 0nun minarelerde ve camilerde raylı sistem kullandığı öğrenince kendi ülkelerinde ki binaları bu sistemle yapmaya başlamış ve bugün daha az hasarla depremden korunmaktadırlar.

Onunla ilgili anlatılacak o kadar çok şey var ki..Hangi birini yazsam diye bayağı düşündüm.Mesela eserini yapacağı yere taze ciğer asar 3-4 gün sonra gelir bakarmış.Eğer ciğer tazeyse inşaata başlarmış,çürümüşse vazgeçermiş.Bunu yapmasının sebebi hava sirkülasyonunu tespit etmekmiş.

 

Selimiye camiine yaptığı kubbeyi bugün bile çözmek mümkün değildir.2 cm daha yüksek olsa bina kubbeyi taşıyamaz,2 cm aşağıda olsa kubbe tam olarak oturamaz.Sinanın bu camiyi ve kubbeyi yaparken 13 bilinmeyenli bir denklemi,matematiğin bilinen 4 işleminden farklı olarak 5. bir işlemle çözdüğü de söylenir.

 

Bir başka okuduğum olay 0nun ne kadar muhteşem bir zekaya sahip olduğunun başka bir göstergesi.Yakın bir tarihte Süleymaniye camiinin kemerlerinin yıkılacağı endişesine kapılan yetkililer ülkemizin önde gelen mimar ve mühendislerinden bir heyet oluşturarak camide incelemelere başlamış.Caminin tüm taşıyıcı yükü kemerlerindeymiş ve kemerlerin ortalarında bulunan kilit taşları aşınmış.Fakat kilit taşlarının nasıl değiştirileceği hakkında kimsenin bir fikri yokmuş.Araştırma yaparken bir duvarın içinde bir oyuk bulmuşlar için de bir şişe ve şişenin içinde bir not.Notu tercüme ettiren heyet notu Mimar Sinan’ın yazdığını anlamış.Notta şöyle yazıyormuş:

‘’Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştireceğinizi bilmiyorsunuz’’ devamında ise nasıl değiştirilmesi gerektiği kademe kademe anlatılıyormuş.Bu yöntemle camiinin kilit taşı değiştirilmiş ve sorun çözülmüş.:)

 

Şimdi bu ve buna benzer bir çok örneği okuyup öğrendikten sonra senin yukarıda anlattığın olayın tamda Mimar Sinan’ın yapabileceği bir şey olduğu çok aşikar.Ve bunu içinde ki aşkla yapmış olması da daha çok  anlam yüklemiş.

 

Ayrıca şuraya da ulaşmak mümkün ki;aşk insanı böyle muhteşem bir sanatçı yapabiliyor.Aynı hemşerim Ferhat’ın Şirin’e olan aşkı için açtığı su kanalı örneğinde ki

gibi :)

 

Konu seçimi için tebrik ediyor ve bu hikayesini de öğrenmeme vesile olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.Ellerinize,emeğinize sağlık.

 

Kusura bakmayın konu Mimar Sinan olunca biraz uzunca bir yazı oldu.:)

 

Arzu; Yazın uzunmuydu? O kadar güzel yazmışsınki bir solukda okudum farkına bile varmadım uzunmu kısamı olduğunu :)

Konu seçimi için yanılmamışım sanırım,hem aklımızda kalacak biraz bilgi içersin; hemde Sanat Tarihi kapsamında bir konu olsun istedim..

Tıpkı senin gibi günlüğü okuduktan sonra,öyle güzel yorumlar yazmışlarki,baştan sona okunduğunda keyif veriyor insana :)

Eklediğin güzel bilgiler adına başta sana, sonrada herkese tekrar teşekkür ediyorum..Sizin yorumlarınız,ekledikleriniz sayesinde günlüğüm sadece benim değil,hepimizin oldu :)


Kayıt tarihi : 18.06.2010 19:10:00 - Yorum sahibi: aydemirfb

Madem bu günlük hepimizin oldu ara sıra ekleme yapabilirim öyleyse :)

 

Mimar Sinan ve Süleymaniye Camii

 

Mimar Sinan,Süleymaniye Camii nin temel kazıklarını çaktıktan sonra bir süre temelin oturması için beklemiştir.Bu bekleme biraz uzun sürünce zamanın İran şahı Tahmasp Han bu beklemeyi yanlış anlamış,Osmanlının bu camiyi yapacak ekonomik gücü yok diye bir sandık dolusu mücevheri Kanuniye gönderip birde mektup yollar bizimde katkımız olsun diye.Ama mektubunda küçümseyici bir tavır vardır.Buna sinirlenen Kanuni hediyenin bir kısmını dağıttıktan sonra geri kalan mücevheri sandığı getiren elçinin gözü önünde temel taşlarının arasına attırır ve sizin bu süslü taşlarınız benim temelimdeki taşlardan daha değerli değil diyerek elçinin şaşkın bakışları arasında mücevher harca karıştırılarak temele dökülür. (Umarım bunu duyduktan sonra birileri inşallah Süleymaniye’nin temelini kazmaya çalışmaz:) )

 

Evliya Çelebi Seyahatnamesin de elmasların bir kısmının minarelerden birinin taşları arasına yerleştirildiğini güneş bu minareye vurduğu anlarda gözleri kamaştıran bir parlama olduğunu zamanla taşların ışığını yitirdiğini anlatmıştır.Bu minarenin adına Cevahir denmiştir.

 

Caminin yapımının uzun sürmesi Kanuni’nin canını sıkmıştı. Sinan’ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan’a. ‘Sinan caminin ortasında oturuyor ve nargile tüttürüyor’ dediler. Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye’ye gitti.

Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle ”Bu ne iştir Mimarbaşi ” diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan’ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu’nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni de, Sinan’ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.

Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı.

Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı. Süleymaniye’nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı.

İsin bir odada toplanmasını ve hava akımını sağlayan oyuklara dışarı çıkıp bakıldığında birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhalar görülür. Ayrıca Süleymaniye’nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz. Mimar Sinan’ın temelden kubbeye kadar yaptığı her şeyde bir hesap ve tutarlılık vardır.Bütün eserlerini en ince ayrıntısını hesaplayarak yapmıştır.

 

Ben Mimar Sinan’la ilgili bilgileri toparladıkça gelir gider yazarım artık:) Umarım günlüğün konusundan sapmıyoruzdur Arzu :)

 

Arzu; Mimar Sinan, dünyaya nam salmış çok büyük bir mimar..Hakkında da çok fazla şey yazılıp,çizilebilir.

Senin yazdıklarından bir kısımını bilmiyordum. Öğrenmiş oldum,teşekkürler..Keyifle okudum..Günlüğü takip edenlerinde okurken aynı keyfi alacaklarını sanıyorum..

Günlük hepimizin,her zaman beklerim -bekleriz-  :)) Tekrar teşekkürler, Aydemir..

Süleymaniye Cami'nin temelini kazmaya çalışmak,iyi fikir :))


Kayıt tarihi : 22.06.2010 10:16:00 - Yorum sahibi: aydemirfb

Ne tesadüf,bu haftada Süleymaniye gezimiz vardı....Sağolasın Aydemir :)))

Arzu: Aydemir'in yazdığı bilgi doğrultusunda Süleymaniye gezisi epey verimli olacak gibi görünüyor Selami :)))


Kayıt tarihi : 22.06.2010 11:27:00 - Yorum sahibi: çarşı 10

Selami duydun tabi temeldeki mücevherleri anında gezi ayarladın değil mi :)))

Arzu: Selami bu..Fırsatı kaçırmıyor baksana,Aydemir :))


Kayıt tarihi : 22.06.2010 11:40:00 - Yorum sahibi: aydemirfb

Yok ya Aydemir ; Camilere hep bi ilgim vardır ama,bide bunu duyunca dahada bi ilgim oldu nedense :))))

Arzu : Tamamen duygusal :)))))


Kayıt tarihi : 22.06.2010 11:53:00 - Yorum sahibi: çarşı 10

Camilere ilgi duyman iyi hoşta,kazma kürekle cami etrafında gezmeni herkes hoş karşılamayabilir Selami :)))

Arzu: Bu tamamen caminin temel yapısını, mimari açıdan incelemek için yapılacak bir gezi  :)))) Yanılmıyorum değilmi Selami? :)


Kayıt tarihi : 22.06.2010 12:01:00 - Yorum sahibi: aydemirfb

Bende Aydemir'e minareyi çalan kılıfını hazırlar diyecektim ama,hadi inceleme aşamasında kalalım,,, şimdilik :)))

Arzu: :)))


Kayıt tarihi : 22.06.2010 12:15:00 - Yorum sahibi: çarşı 10

Günlüğü üst sırada görünce, Aydemir Bey'in yine güzel bilgilerle uğramış olabileceğini düşünüp bi bakayım dedim.:)  Yanılmamışım.. Sayesinde bilgimiz arttığı için kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu arada kazma-kürek esprisi ve Selami'deki ilgi artışını(!) okumak da pek keyifliydi.:)))

Arzu: Nermin Hanım,arkadaşlar sayesinde dün bayağı güldük.Sağolsunlar, bilginin yanında neşede kattılar :)

Uğradığınız için teşekkürler :) Sevgiler...


Kayıt tarihi : 23.06.2010 09:40:00 - Yorum sahibi: acemibilge




Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Mart ayı boyunca her gün Kakuro yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Günün Yarışması

Sayın kullanıcımız, bugün Kelime Avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılabilirsiniz.

Şimdi Kelime avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılmak için buraya tıklayın

Bilgi

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,0390625