Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
440

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibiaressera - İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ
Günlük adıares - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı145871
Son güncelleme / Toplam kayıt17.05.2006 18:32:00 / Toplam kayıt: 52
yeni hayat

GÜNLÜK KAYITLARI
İstiklal MarşımızYeni yorum girAç/Kapa

HELAL OLSUN !!!
>HELAL SANA MICHAEL EFENDI !
>Alman ZDF Televizyonun da Thomas Gottschik in
>sundugu"Bahse Var misin"
>adli yarisma programina basvuran ,Isviçreli Michael Sauser 188
ülkenin Ulusal Marsini notasiyla birlikte söyleyebilecegini
iddia etti.Yarisma istegi kabul edildi ve yarisma günü
Jüri'nin seçtigi bes ülkenin Ulusal Marsi'nin
okunmasi kararlastirildi, secim yapildi ve Marslari
 okunacak ülkeler sirayla Çin, Misir, Tayland,
Bosna Hersek ve Türkiye idi.
Michael Sauser, ilk dört ülkenin Marsini basariyla
okuyunca jüri yeterlibularak yarismayi kazandigini söyledi ve Türk
Ulusal Marsi'nin okunmasinagerek olmadigini söyledi, Ancak Michael Sauser
"Hayir mademki Türk Bayragini da seçtiniz Türk Ulusal Marsini da
söylemek istiyorum "
dedi. Bunun üzerine jüri ve yapimci kabul etmek
zorunda kaldi, Orkestra hazirlandigin da Michael Sauser salona dönerek "Yanliz
Türk Ulusal Marsi
ayakta dinlenir kalkmanizi rica ediyorum " dedi. Katilimcilarin saskin
davranislari biraz sonra
Michael Sauser' un ricasini
yerine getirmeye dönüstü ve Michael Sauser o güzel
aksaniyla Türk Ulusal Marsi'ni muhtesem sekilde icra etti.
>P.S:Biz bu ülkede İstiklal Marşı'nı söyleyemeyen
>insanları belediye başkanı,parti temsilcisi yapıyoruz ya o da bizim ayıbımız...



Kayıt tarihi : 18.03.2006 - Toplam yorum : 0


BİR ÖPÜCÜK ALTI ÜSTÜYeni yorum girAç/Kapa
>>Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde
masum bir
> >>fisiltidan sonra bir elini duvara dayayarak
> >>"Beni bir öper misin"..
> >>Kiz:"Deli misin evin önünde annemler görür" der..
> >>Erkek:"Ne olacak canim bu saatte kim görecek, ne
olur seni çok
> >>seviyorum...
> >>Kiz:- "Ben de seni ama biliyosun burda olmaz..."
> >>Erkek çok tabi devamli israr eder.
> >>Bir ara aniden  merdivenlerin isigi yanar ve kizin
küçük kiz
> >>kardesi belirir.
> >>Küçük kiz:"Babam diyor ki öpecekse öpsün,
öptürecekse
> >>öptürsün,yoksa kendisi gelip öpecekmis, ayrica o
esek herife söyle
> >>elini Diafon dügmesinden çeksin dedi''



Kayıt tarihi : 14.03.2006 - Toplam yorum : 0


erkekler için en güzel hediyeYeni yorum girAç/Kapa
UltimateFemalePiercing.jpg

Kayıt tarihi : 12.03.2006 - Toplam yorum : 0


Mayonez Kavanozu ve 2 Fincan Kahve:Yeni yorum girAç/Kapa
Mayonez Kavanozu ve 2 Fincan Kahve:

> Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman 24 saat kısa

> gelmeye başlarsa, O zaman mayonez kavanozu ve 2 fincan kahveyi hatırlayiniz!

> Bir gün bir profesör, masasının üzerinde birkaç kutu olduğu halde felsefe

> dersindedir.Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir

> mayonez kavanozunu alır ve içerisini tenis topları ile doldurur.Ve

> öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar,Öğrenciler ittifakla kavonozun

> dolduğunu ifade ederler,Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden

> aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları

> kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur.Ve öğrencilere

> tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar,Onlar da "evet" doldu derlerTekrar

> profesör masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça

> kavnoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları

> doldurur.Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar,Öğrenciler

> de koro halinde "evet" derler.Bu sefer profesör masanın altında hazır

> bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların

> arasında kalan boşlukları doldurur.

> Öğrenciler gülerler!

> Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek "eveet" diyerek; ben "Bu

> kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım" der.Şöyle

> ki;Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; dininiz, ibadetleriniz,

> aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan

> şeylerdir. Şayet diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve

> hayatınızı doldurur.O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir;

> işiniz, eviniz, arabanız vs.Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir."Şayet

> kavanoza önce kum doldurursanız..." diye, anlatmaya devam eder, "çakıl

> taşlarına ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz.Aynı şey

> hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere

> harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.Dikkatinizi

> mutluluğunuz için önem arzeden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın.

Kayıt tarihi : 5.03.2006 - Toplam yorum : 3

çok güzel..teşekkürler Öğretmenim....

ben teşekkür ederim okuyup beğendiniz için


Kayıt tarihi : 5.03.2006 11:45:00 - Yorum sahibi: anayasa

çok doğru. paylaşımınız için teşekkürler.

okuyup yorumladığınız için ben teşekkür ederim...


Kayıt tarihi : 5.03.2006 22:39:00 - Yorum sahibi: ozcanha
Güzel tespitler ellerine sağlık.
Kayıt tarihi : 30.04.2006 01:21:00 - Yorum sahibi: aleyra


balıkçının mutluluğu bizede lazımYeni yorum girAç/Kapa

BALIKÇI...
Amerikalı bir zengin, iş seyahati sırasında Meksika'nın
küçük bir kıyı kasabasına uğramış... Limanda gezerken,bakmış
ağzına kadar balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçı... "Merhaba balıkçı"
diye seslenmiş,"Bu balıkları kaç zamanda tuttun?"
"Bir iki saatimi aldı" demiş balıkçı... İştahlanmış, bizim işadamı; "E, niye biraz daha kalıp daha fazla  tutmadın?" diye sormuş. "Bu kadarı bize yetiyor da 0ndan" diye omuz silkmiş balıkçı. Şaşmış balıkçının bu
kanaatkarlığına işadamı; "Kalan zamanını nasıl geçiriyorsun peki" diye üstelemiş.Balıkçı, özetlemiş bir gününü:  "Sabahları açılır, biraz balık tutarım.Sonra çocuklarımla oynarım. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım.Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp şarap içer, geç vakte kadar eğleniriz.Oldukça meşgul sayılırım senyor".Gerinmiş Amerikalı: "Bak" demiş "... ben sana yardımcı olabilirim.. Bu işe daha çok zaman ayırmalısın. Daha büyük bir tekne bulup daha çok balık tutmalısın. Oradan elde edeceğin
gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa sürede tuttuğun balıkları doğrudan işletme tesislerine satarsın. Hatta zamanla kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Kısa zamanda balıkçılık sektöründe bir numara olursun". 
Balıkçı merakla "Bunları yapmak kaç sene alır sinyor" 
demiş:" 15-20 yılda halledersin" demiş Amerikalı, "Ama sonrası daha parlak: Zamanı gelince şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın." "Milyonlar ha..." diye tekrarlamış balıkçı... "Eeee... sonra?"  "Sonra emekli olursun.
Küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. İstersen zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla oynar, karınla keyfince
siesta yaparsın. Akşamları da arkadaşlarınla şarap içip gece  yarısına kadar gitar çalarsın. Nasıl...? Mükemmel değil mi? " Balıkçı cevap vermiş,"Ben zaten şu anda o işi yapıyorum,bu kadar telaşa ne gerek var..." Bir an olsun durup düşünseniz; "Bütün bu telaş ne için...?" Arada
denize açılıp, çocuklarınızla oynaşmayacak, dostlarınızla gitar çalıp şarap içemeyecek olduktan sonra 0nca koşturmanın ne anlamı var? Hırsla örülü 0nca yılın vaat ettiği final, halen yanı başımızda duran  mutluluksa, bu yarışa ne gerek var?

CAN DÜNDAR



Kayıt tarihi : 5.03.2006 - Toplam yorum : 0


acıdır zaman denen bu mefhumYeni yorum girAç/Kapa
Çok  zaman önceydi.O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına dün dedi, diğer parcasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.
Dünü düsünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı;
ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi.Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.
Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...Mutsuz oldu insan.
Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı;

ama bugünü hiç yaşayamadı.

Ne yarın ne de dün!

Can DündaR



Kayıt tarihi : 28.02.2006 - Toplam yorum : 0


kulağına küpe Yeni yorum girAç/Kapa

Kuyumcuya giren kadın ;
'Şu nikah yüzüğümü kesip bana bir çift küpe yapar mısınız?' diye sormuş.
Kuyumcu yüzüğü eline alıp bakmış, yüzüğün üstünde'Seni seviyorum' yazıyormuş.
Kuyumcu ;'Hanımefendi, neden bu yüzüğü kestirmek istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var' diye sormuş.
Kadın ;'Bu benim nikah yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe istiyorum.
'Seni' kelimesi küpenin bir tanesinde, 'seviyorum' kelimesi de diğerinde olsun.'
Kuyumcu yine sormuş 'Neden acaba?'
Kadın
'İleride böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek için.'



Kayıt tarihi : 13.02.2006 - Toplam yorum : 0


işte gsm operatörlerinden intikam alma zamanıYeni yorum girAç/Kapa
GSM operatörleri (Aria Aycell Telsim ve Turkcell)
 bildiğiniz
 gibi yıllardır bizlerden gerek adi "Sabit (!)
 Ücret" olan ve gerekse
 gereksiz
 işlemlerle yıllardır cebimizden milyonlarca
 liramızı
 aldılar. Işte simdi 0nlardan intikam alma
 vaktiniz geldi.
 
 Ne mi yapacaksınız çok basit : Cep telefonunuzu
 çalışır
 vaziyetteyken pilini çıkartacaksınız ve
 herhangi bir
 telefondan pilini çıkardığınız cep
 numarasını arayacaksınız.Öncelikle sunu
 belirteyim ki bu işlemin ne makinenize, ne de
 hattınıza herhangi
 bir zararı kesinlikle yoktur, zaten biraz teknik
 bilginiz varsa
 herhangi bir zararın mümkün olmadığını sizde
 biliyorsunuzdur.
 
 Peki olayın mantığı ne? Hemen açıklayayım :
 Siz telefonunuzu
 On-Of düğmesinden kapattığınızda aslında
 telefonunuzu
 kapatmayıp sadece 0nu "dinlenme" modana
 geçiriyorsunuz. Ve GSM
 operatörlerinin
 Türkiye deki uyduları sayesinde bu sinyal arayan
 kişiye
 "Aradığınız kişiye su an
 ulaşılamıyor..."mesajı veriyor ancak
 bu mesaj siz aradıktan, hemen sonra geliyor
 doğrumu? Neden ?
 
 Çünkü uydular Türkiye de ve GSM lebe ait. Ancak
 siz
 telefonunuzu çalışır durumdayken pilini
 çıkardığınızda (veya
 Telefonunuzun fonksiyonlarını inatla kullanıp
 makineniz açıkken şarjını
 bitirip kendiliğinden şarj yetersizliği
 yüzünden kapanırsa) bu sefer GSM
 operatörleri sizin gerçek anlamda
 kapattığınız telefona ulaşmak
 için bu sefer YURT DIŞI UYDULARINI KULLANIYOR,
 size ulaşmak için !!!
 
 Ve dikkat ettiyseniz bazen "Aradığınız kişiye
 su an
 ulaşılamıyor..." mesajı belli bi r süre
 geççikten sonra
 veriyor neden mi?
 
 Çünkü yurtdışı uydularını kullanıyorlar ve
 doğal olarak
 sinyal size ulaşırken vakit gediyor. Tabi ki
 bunun da bedeli var ; her
 yurtdışı uydu kullanımı için operatörler
 60-85 çent ödüyorlar. (yani her
 arayış basına 780.000TL ile 1,105,000 TL
 arasında bir fiyat) Bu işlemi
 günde sadece bir kere yaptığınızda bir aylık
 "SabitÜcret"iniz GSM
 operatörüne ödetmiş oluyorsunuz. Artık varın
 sizhesaplayın kaç yıldır
 sizden kaç milyon aldıklarını ve 0nlara ne
 kadar bedel ödetmeniz
 gerektiğine...
 Peki bunu yapınca ne olacak ne kazanacaksınız,
 eğer sizde
 haksızlığa ve enayi yerine konmayı
 kaldıramıyorsanız benim
 gibi bunu günde (fazla deği l) 3-5 defa
 yaparsınız ve GSM operatörleri
 aslında sizin kaz" olmadığınıza karar verir ve
 sebepsiz alınan "Sabit"
 milyonlarınızdan mutlaka vazgeçer. O yüzden
 kendinize ve
 sevdiklerinize bir saygınız varsa lütfen bu
 işlemi yapın ve bu e maili her
 yere forward'layin ki masalarinda purolarini
 içerken size "aptal"
 damgasi yapıştırıp buna gülen insanlar,
 aslinda sizin ne kadar akilli
 ve hakkınızı aradığınızı anlasınlar ve
 sömür etmesinler artık alın
 terinizi...
 Ve son gülen siz olun. Bu emcili okuduğunuz için
 ve hakkını
 korumayı bilen her insan için binlerce kucak
 dolusu
 TESEKKÜRLER
 Küçük Ek Bilgi : Birini cebini aradığınızda
 "Aradığınız kişiye
 su an ulaşılamıyor..." mesajı ç ok çabuk
 geliyorsa bilin ki kişi
 bilinçli olarak cebini 0n-Of düğmesinden
 kapatmıştır.Sebebi
 yorumsuz size kalmış. Ama eğer bu
 "Aradığınız kişiye su an
 ulaşılamıyor..." mesajı yaklaşık 30-40 saniye
 sonra geliyorsa,
 bilin ki kişinin ye şarjı bitmiş, ye gerçekten
 kapsama alanı
 dışında. Zaten mantığınızı biraz
 çalıştırırsanız neden son
 dönemde su meşhur "Baz İstasyonlarının"
 Türkiye'de her yere olur
 olmadık yerlere dikildiklerini sizde
 anlayabilirsiniz. Tabi ki daha az para
 ödemek için. Simdi 0nu ödemiyor aksine kat
 fazlasını size
 ödetiyorlar.
 Kendinize güldürmeyin, siz gülün, gülücükler
 haklıdan yana,sizden
 yana olsun. Simdi hafifçe gülümseyip forward
 layın bu e-maili
 listenizdeki herkese...
 Ve tekrar gülümseyin. Hakkınızı almaya
 başladınız çünkü..


Kayıt tarihi : 13.02.2006 - Toplam yorum : 1

Sevgili hocam,umarım bu yazdıklarınız bir şakadır ve bu mantığı siz kurmamışsınızdır çünkü bilmek gerekir ki kimse bizlere zorla bir şey yapmadı ya da zorla paramızı almadı eğer bu haksız dediğiniz uygulamaya tepki vermek istiyorsanız acizane bendenizin fikridir hattınızı tamamen kapatın,yok eğer bu yazdıklarınız doğru ise unutmayın yurt dışına vermiş olduğumuz 0.01 sent bile bu ülkenin bir açığını kapatmak için kullanılabilir yani kamu'ya zarar verir.(eminim ki bu bir şaka).Saygılar...
Kayıt tarihi : 13.02.2006 18:32:00 - Yorum sahibi: sarpedros


AMERİKAYI DA BİZ KEŞFETMİŞİZ:)))))Yeni yorum girAç/Kapa

Siz simdi saniyorsunuz ki, Amerika'yi
Christophe Colombe kesfetti degil mi ?
Dinleyin... 
Ekip toplaniyor Idris, Ilyas, Temel, Sureyya, Fadime...v.s..
Biniyorlar takaya.. Istanbul bogazi, canakkale 
bogazi, Cebeli tarik.. derken gunler haftalar aylar sular seller sonra cikiyorlar bir karaya. 
"ule..Daaa biz nereye celduk" derken....
tam tam sesleri arasinda yerliler karsiliyor 
bizim ekibi. 
Yerlilerin reisi bir hosgeldin meyvasi 
uzatiyor. 
Temel bu meyveyi hic bir seye benzetemiyor,  bilemiyor gormemis ve isiriyor.
Sonra diyor ki... 
"AmmaERIKYa " kitanin adi burada konuluyor... 
Yerliler bunlara bir yer tahsis ediyor, burada takilin bakin basinizin caresine diyor.Bizimkiler bildikleri butun
tarim tekniklerini(misir,patates,tutun,findik,aycicegi) deniyorlar. Ama tutmuyor.
En sonunda ve sadece kara lahana basarili oluyor ve kara lahana ticareti basliyor ve gittikce cogaliyorlar.
Temelin bu arada cok gicik kaptigi bir sey var, yerlilerin tam tam sesleri.bicak kemige dayaninca "cikarin DAAAA"
diyor, ve kemenceleri cikariyorlar.... giy gidi giy
gidi giy gidiii. 
Bu sefer yerliler cok gicik kapiyor ve hepsini yere yatirip kemenceleri ..çlarina sokuyorlar.
Neticede hepsi ..çinda bir kemence ile dolasinca bolgenin adi oluyor "ARKANsaZ"
Bu isten cok gicik kapan Temel, basliyor kuzeye dogru ekibi yurutmeye. Ekibinbir kismi, bu yone itiraz edince basliyor
guneye yurumeye. Gittikleri yerlerde yine kara lahana ekimine devam ettikleri icin bir taraf oluyor "KUZEYKARALAHANA" ve digeride " GUNEYKARALAHANA"
Sonrasinda vardiklari ilk yerde Temel "Arkadaslar, bu sazlari ne yapip edip 
..çimizdan cikartacagiz" diyor.
Hepsi birbirininkini cekip cikartiyor ammmaaa ne ettilerse
Temel'in ki cikmiyor. Bolgenin adi oluyor "TEKSAZ"
Sinirlenen Temel, bir sonraki bolgede "Benim sazida mutlaka cikartacagiz" diyor.
Ugrasip didisip, cekip cikartiyorlar ammmaaa ortalik oluyor kan revan....Bolgenin adi oluyor "KANSAZ"
Kemence cikartilirken Temel veriyor bir yaygara, oluyor orasi "NEYAYGARA"
O kadar kemence ..çlarina girip cikinca. O kadar da Kara Lahana yiyince,lazlar cikartiyor gaz, bir sonraki bolgenin adi oluyor "LAZVEGAZ"....
Fakat Temel, kan kaybindan dolayi zayiflamaya basliyor ve dal gibi kaliyor.
Bu yuzden bir sonraki bolgenin adi oluyor "DALLAZ"
Bir sonraki bolgede ise, iplik gibi kalan Temel icin bir insan bundan daha zayif olamaz deniyor. Aha iste orasi" LAZENCILIZ"
Mezarida oradaymis Garibin.. Ah Amerika aski ahhhh
ne diyelim ah su cılgın Turkler..



Kayıt tarihi : 7.02.2006 - Toplam yorum : 0


kadın olmak her yerde zor beeeeeeeYeni yorum girAç/Kapa

KUVEYT'TE KADINLAR

Körfez  savaşından önceki yıllarda Amerikalı bir bayan gazeteci

kadinlarla erkeklerin toplumdaki yeri konusunda bir yazı hazırlamak uzere

Kuveyt'e gelmisti. Gozlemleri sırasında dikkatini ilk çekengörüntü, kadınların eşlerinin beş adım

gerisinden yürüdükleriydi. Yillar sonra aynı gazeteci bir yazı dizisi icin yeniden

Kuveyt'e geldiğinde bu kez değişik bir görüntü ile karşılaştı.

Kuveyt'te şimdi kadınlar önde yürüyorlar eşleri ise bes adım arkalarından geliyordu.

Amerikalı bayan gazeteci, Kuveyt'te bir kaç yıl içinde meydana

gelen bu değisikliğe çok şaşırdı. Ve kadınlardan birine yaklaştı,kendisinin de bir

kadın olmasının verdiği çoskuyla sordu.:

"Bugördüklerim inanılmaz birgelişme. Söyler misiniz lutfen bu değisikliğin

sebebi nedir?"

Kuveytli kadın Amerikalı gazetecinin yüzüne bir süre dik dik bakti, sonra

soruyu tek sozle yanıtladı:

"Mayınlar."



Kayıt tarihi : 7.02.2006 - Toplam yorum : 0


okuyun size de lazım olacaktırYeni yorum girAç/Kapa

Gözlügünüzün vidasi çok çabuk çikiyorsa vidayi takmadan önce, vidanin girecegi delige renksiz oje damlatin. Vidayi öyle takin.

2)            Satin aldiginiz ayakkabilar ayaginizi sikiyor ise 0nlari bir kaç dakika buhara tutun.

3)            Makasinizi bilemek istiyorsaniz,­ zimpara kagidi kesin.

4)            Halidaki sigara yaniklarindan,­­ yanik­ y­er­ler üzerinde zimpara kagidi ile dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

5)            Mobilyalarin yerlerini degistirdiginizde halilarin üzerinde iz birakir. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. Izden eser kalmadigini göreceksiniz.

6)            Fermuarli giyeceklerinizi çamasir makinesine koymadan önce kapali olup olmadigini kontrol edin. Açiksa zedelenebilirler.

7)            Üst üste koydugunuz bardaklar yapisip çikmiyorsa bir legenin içerisine koyun Üstteki bardagin içerisine buz koyup legenin içerisine yavas yavas sicak su koyun. Bardaklarin kolayca çiktigini göreceksiniz.

8)            Satin aldiginiz plastik ve cam esyalarin üzerine yapistirilan etiketlerden kurtulmak için etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayip yikayin. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme olusmayacaktir. 

9)            Ütü yapmayi kolaylastirmak ve süreyi azaltmak için ütü masasinin kilifinin altina alüminyum folyo koyun. Sicagi geri yansitacagindan ütü yapmak daha kolay olacaktir.

10)            Bez pabuçlarin temizlenmesi sorun oluyor ise pabuçlari bir yastik kilifinin içerisine koyun. Kilifin agzini kapayin ve çamasir makinasinda yikayin. Yeni gibi olacaklardir.

11)         



Kayıt tarihi : 2.02.2006 - Toplam yorum : 0


faydalı bilgiler okuyun size de lazım olacaktırYeni yorum girAç/Kapa

Gözlügünüzün vidasi çok çabuk çikiyorsa vidayi takmadan önce, vidanin girecegi delige renksiz oje damlatin. Vidayi öyle takin.

2)            Satin aldiginiz ayakkabilar ayaginizi sikiyor ise 0nlari bir kaç dakika buhara tutun.

3)            Makasinizi bilemek istiyorsaniz,­ zimpara kagidi kesin.

4)            Halidaki sigara yaniklarindan,­­ yanik­ y­er­ler üzerinde zimpara kagidi ile dairesel hareketler yaparak kurtulabilirsiniz.

5)            Mobilyalarin yerlerini degistirdiginizde halilarin üzerinde iz birakir. Bu izleri yok etmek için izlerin üzerine bir parça buz koyun ve erimesini bekleyin. Daha sonra üzerinde elektrik süpürgesini gezdirin. Izden eser kalmadigini göreceksiniz.

6)            Fermuarli giyeceklerinizi çamasir makinesine koymadan önce kapali olup olmadigini kontrol edin. Açiksa zedelenebilirler.

7)            Üst üste koydugunuz bardaklar yapisip çikmiyorsa bir legenin içerisine koyun Üstteki bardagin içerisine buz koyup legenin içerisine yavas yavas sicak su koyun. Bardaklarin kolayca çiktigini göreceksiniz.

8)            Satin aldiginiz plastik ve cam esyalarin üzerine yapistirilan etiketlerden kurtulmak için etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayip yikayin. Üzerinde hiç bir leke ve çizilme olusmayacaktir.

9)            Ütü yapmayi kolaylastirmak ve süreyi azaltmak için ütü masasinin kilifinin altina alüminyum folyo koyun. Sicagi geri yansitacagindan ütü yapmak daha kolay olacaktir.

10)            Bez pabuçlarin temizlenmesi sorun oluyor ise pabuçlari bir yastik kilifinin içerisine koyun. Kilifin agzini kapayin ve çamasir makinasinda yikayin. Yeni gibi olacaklardir.

11)            Buz kaliplarinizi su ile doldurmadan önce bölmelere portakal, limon ve dilediginiz meyve parçaciklari yerlestirirseniz dekoratif buzlar elde etmis olursunuz.


Kayıt tarihi : 2.02.2006 - Toplam yorum : 0


falafel ne var bugün de yemek tarifi versem olmazmıYeni yorum girAç/Kapa

Falafel

Malzemeler:

  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • 1/2 soğan, doğranmış
  • 2 yemek kaşığı maydanoz, doğranmış
  • 2 yemek kaşığı taze kişniş, doğranmış
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2-1tatlı kaşığı pul biber
  • 4 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı kimyon
  • 1 tatlı kaşığı kabartma tozur
  • 4-6 yemek kaşığı un
  • Kızartmak için sıvıyağ
  • Brilkte servis yapmak için :
  • domates
  • soğan
  • biber
  • humus
  • pide

Hazırlanması:

  1. Nohutu ve soğanları mutfak robotuna koyun. Maydanoz, kişniş, tuz, biber, sarımsak ve kimyonu ekleyin. Püre haline gelmeden ezilmelerini sağlayın.
  2. Kabartma tozunu ve 4 yemek kaşığı unu ekleyip robotu çalıştırın. Elinize yapışmayan bir kıvama gelene kadar un veya bulgur ekleyin. Karışımı bir kaba alın, üzerini kapatıp buzdolabında birkaç saat bekletin.
  3. Beklettikten sonra köfte harcından küçük parçalar koparıp yuvarlayın. Kızgın yağda altı tanesini kızartıp bir kağıt havlunun üzerine alın. Kalanı da aynı şeklide pişirin.
  4. Pide ekmeklerinin arasına köfteleri koyun, üzerlerine domates, soğan, biber ve biraz humus ekleyip servis yapın.

bende daha denemedim ama resimleri çok güzel görünüyordu.:))))

afiyet olsun



Kayıt tarihi : 30.01.2006 - Toplam yorum : 1

bence sadece üzerinde bol tereyağlı fıstıklı humus bile yeterli
Kayıt tarihi : 7.02.2006 20:10:00 - Yorum sahibi: ersinbirturk


"Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun."Yeni yorum girAç/Kapa

Karlı bir gecede unutuş....


Ne hayaller kurmuştum.

Kambur çatılarda biriken karlar gibi hayaller, rüzgarlarla gecenin içine savruldular, şimdi her yandalar, her baktığım yerdeler ama dağınıklar, dağılmışlar.


Hepimiz o savrulan hayalleri toplayıp bir yüz yapmak istiyoruz 0ndan.

Bir yüz.

Çocuk resimleri gibi bir yüz.

Yağan kar gibi değil karda sıcak bir ev gibi bir yüz.


Kar, bir çocuk resmi gibi yağıyor. Dokunulmamış, taze hayalleri yansıtan o suluboya resimler gibi mutluluk umduran hüzünlü bir huzurla tane tane düşüyor.

Külrengi parlak gökyüzünün derinlerinden gelen gizli bir ışık karla kaplı şehre çarparak çoğalıyor, gece berrak ve mat bir aydınlıkla genişliyor.

Yumuşak yığınlarla kabarıyor sessiz sokaklar.

Bu dingin ve usul gecede, çocukların ruhunun sığındığı masalları çağrıştıran bir zaman girdabı var, sobaların üstünde çatlayan kestane kabuklarının çıtırtısını, buharlar saçarak fıkırdayan bir semaveri, kuyruğunu kıvırıp uyumuş bir kedinin güvenli mırıltısını duymayı bekliyor insan.

Sanki, bu sihirli aydınlığa dökülen kar taneleri insanın hayatını safhalara ayırıp, yaşanmış kederli ne varsa 0nları alıp çocukluk resimlerinin içine taşıyor.

Belirsiz bir huzurun içine doğru akıyor hayatınız.

"devrimin ve aşkın şairi" gibi edebiyat tarihinde az bulunur bir karışımı kendinde birleştirmiş şairin, Neruda’nın dizesi.

"Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun."

Uğultulu bir kelime aşk.

Unutmak da öyle.

Rüzgar gibi...

Niye unutmak daha uzun?

Niye unutmak her zaman unutulacak olandan daha uzun sürüyor.



Kayıt tarihi : 29.01.2006 - Toplam yorum : 0


çalışmak mı tatil mi?Yeni yorum girAç/Kapa

3 haftadır evde dinleniyorum.tamam belki dinlenmek açısından hoş ama...biraz da sıkıldım demek hiç de yalan olmaz hani.dışarıda kar.özel sektörde olduğu için kar tatili yapamayan bir eş.dolayısıyla karın keyfini tek başına çıkaramayan ben.şimdi bu durumda okullar bir an önce açılsında yalnızlıktan kurtulayım mı desem, ya da evde böyle miskin miskin yatıp günün büyük bir bölümünü Şu Çılgın Türkler kitabını okuyup, birmilyon.com'da yarışayım mı desem bilemiyorum.ama şu bir gerçek ki ben hayatımda hiç bu kadar çalışmadan evde zaman geçirdiğimi hatırlamıyorum.çalışmak için yaratılmışım boş durmak ben de ancak stres yapıyor.eşim de: uydu var, internet var, kitapların var, evin sıcak daha niye sıkılıyorsun diyor ama benim çalışmamaktan sıkıldığımı anlamıyor ya da ben anlatamıyorum.hatta bazen öğretmenlikte beni tatmin etmiyor.ben öyle bir işte çalışmalıyım ki akşam eve geldiğimde çok yorgun olmalıyım ama iyi birşeyler yapabildiğimi bilmeliyim ve yorgunluktan deliler gibi de uyumalıyım.tabi ben böyle birşey söylediğim zaman etrafımda ki herkes öğretmenlik seni yormuyor mu, çalışmıyor vazifeni yapmıyor musun ki diyor.hayır vazifemi yapmıyor değilim yapamıyorum.ders anlattığım zaman birileri buna müdahele ediyor,önüme her seferinde ders anlatmamam için daha farklı engeller koyuyorlar. yani anlayacağınız işimi yapıyorum diye tebrik edilmeyi beklerken aksine azar işitiyorum.

işte bu sebepten ben işimi yapıp takdir edileceğim ve 0ndan sonra yorgun düşebileceğim bir iş istiyorum. yani evde oturmak bana göre değil. ben çalışmak için yaradılmışım:))))))))))



Kayıt tarihi : 28.01.2006 - Toplam yorum : 0


Sayfa : <<   <  1 2 3 4  >   >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

100% Güvenli Bölge
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

0,1445313