Bilgi Yarışması, Ana Sayfa

Ana Sayfa

İkili Yarışmalar

Kelime Yarışmaları

Zeka Yarışmaları

Günlük

Foto Kulüp

Bir Soru

Serbest Kürsü

Dostluk

Üyelik
Ana Sayfa
Seçkin Üyelik
Mesaj Kutusu
Tavsiye Et
Tıkla Kazan
Ödül Listesi
Gruplar / Sıralama
Sohbet Odaları
  Üyelik
Kullanıcı adı
Şifre
Yeni üye
Şifremi unuttum
Tavsiye Edenlere 10,00 Bonus
Tavsiye edeceğiniz e-posta adresi


%50 Daha Hızlı Flash Menü

Aktif soru
27.965
Aktif üye
795

Bayrak

GÜNLÜK ÖZELLİKLERİ
Günlük sahibidumankemal - Elektrik/Elektronik
Günlük adıUntmayacağım kız seni; - Herkese açık günlük
Toplam okunma sayısı71107
Son güncelleme / Toplam kayıt19.06.2006 03:49:00 / Toplam kayıt: 19
Unutmamak çare olmasada...

GÜNLÜK KAYITLARI
BİR AŞK HİKAYESİ 2. BölümYeni yorum girAç/Kapa

Nihayetinde bilgisayar muhabbetleri aradaki mesafede uzaklaşınca özlem muhabbetlerine döner. Ayşe Hüsamettine:
- Hüsamettin sana söylemek istediğim birşey var ama bunu söylediğimde arkadaşlığımızın bozulmasından korkuyorum.
Ayşe herhangibir şekilde aşk teklifi yapmayan hüsamettine sevdiğini söyleyecektir. Fakat çoğu muhabbette konuyu değiştiren her seferinde sevgi konusuna girmekten kaçan hüsamettin ya terslerse. O zaman tamamen kaybedecekti. En azından o öyle düşünüyordu.
-Söyle ayşe ne diyeceksin.. diye sorar hüsamettin. Aslında söylemek istediğini çoktan anlamıştı ve belki o ana kadar kendisi yüzlerce kez söylemek istemişti.Ama söyleyemezdi. Çünkü o evliydi. Ayşenin varlığı 0nu o kadar mutlu ederken 0nu kaybedemezdi. Daha çok erkendi. Belki ilerde konuşup anlayacaklardı birbirlerini.
Hüsamettinin anlamaz ve vurdumduymaz haline kızmak istesede bir türlü içinden kızmak gelmez ayşenin. ve o söylemek istediğini hatta söylenmesini istediği cümleyi büyük cesaret göstererek söyler..
- Hüsamettin ben sana senin bana baktığın gibi bakamıyorum artık.. Yani arkadaşlıktan öte duygular var içimde sana karşı.. Ne olur beni affet.. ne olur.
Evet cesaret... Çünkü Hüsamettin kendini o kadar zorlar ki bunun sonunu sevgiye bağlamamak için. Sadece içinde yaşamak ister. Ama olan olmuştur bir kere. Ayşe içindekileri söylemiştir. Ama nedense rahatlaması gerekirken çok üzülür bu söylediğine. Çünkü emin değildir aynı duyguları taşıyan bir insan olduğuna.
-Ne olur affet hüsamettin özür dilerim.
-Özür dileyecek birşey yok ayşe sen içinden geçenleri söyledin.. Ne olur kasma kendini.
-Elimde değil hüsamettin.. Ne olur bana izin ver. Bugün bir daha konuşmayalım. Kendimi toparlamama izin ver. İstersen yarın yine gelirim hatta hiç bunlar olmamış gibide davranırım ne olur affet..
Ayşenin üzülmesine dayanamayan hüsamettin birşey yapmalıydı. Ama ne.
-Ayşe ne olur gitme. Senin bu duyguların karşılıksız değil............... Asıl ben özür dilerim. Arkadaşım derken bende sana sevdalandım. Ama söyleyemedim. Belki kızarsın bir daha konuşmazsın diye çekindim.
-Hayır hüsamettin beni rahatlatmak için konuşma. Sende bu şekilde konuşmak zorunda değilsin. Ben sana duygularımı söyledim. Böyle birşey ilk kez başıma geliyor. Sıkılmamın sebebi 0ndandır.
-Ayşe bir çok kez söylemeyi denediğim ama benimde söyleyemediklerimdi bunlar. Adını her andığımda, Sesini her duyduğumda, Seni her gördüğümde içimdeki kaynamadan biliyordum seni sevdiğimi. Biliyordum ya ben senin kadar cesaretli olamadım.
...Aslında olmaması gerekir. İnsan sevdiğini rahat bir şekilde söylemeli . Ama..
Evet AMA sı vardı.. Vardı ama bunu ayşe şimdi öğrenemeyecekti..
...........
Ayşe ile hüsamettin bu günden sonraki görüşmelerinde biraz daha değişmişlerdir. Sanki o konuşmalar olmamış gibiydiler. Ama Birbirlerini sevdiklerini ve özlediklerini artık rahat rahat çekinmeden söyleyebiliyorlardı..
Ayşe-Hüsamettin bugün geç geldin hayırdır..
Hüsamettin-Sorma ya bugünkü ders uzundu ama eğlenceliydi
A-Nasıl yani eğlenceliydi..
H-Şey ya ders veren görevli biraz kafa dengiydide
A-Nasıl yani...
H-Hani sana bir kez bahsetmiştim. Eğitim esnasında başka bir mail adresinden konuşmuştuk. Mail adresini kullandığım bayan verdi bugün dersi..
A-Eee ne olmuş
H-Şey ya çok güzeldide
A- Hoopp tamam o zaman sen 0nunla konuşmaya devam et..Hadi görüşürüz
Artık sevgili olmuş hatta birbirlerine ufak tefek bak ben kıskancım mesajı vermeye bile başlamışlardı..
O kadar çok tartışırlardı ki.. Hüsamettin bu yüzden ayşeye kapris çiçeği ismini takmıştı.. Kaprisleri çoğu zaman yersizdi. Ama ne yapar yapar kendini haklı çıkartır sonunda hep hüsamettin özür dilerdi. Hüsamettin ortayı bulur hem 0na hem kendisine hatayı yükler ayşenin yanaklarında ufak bir utanmışlık kızarıklıklarının çıkmasına sebep olurdu. Çünkü ayşe hatanın kendisinde olduğunu bildiği halde hüsamettinin kendinide hatalı olarak görmesi ve olayı toparlaması 0nun "Of ya benim bu kaprislerimi annem bile zor çekiyor sen nasıl dayanıyorsun bana ya"
H- Bilmem belki seviyorum dur:)
A- Belki mi?
Tartışma yine başlar... Hep böyle sudan sebeplerle tartışırlardı ama hiç bir zaman birbirlerine kızamazlardı.. Aksine dahada bağlanırlardı..
Çocuk gibi tartışıp küserler Sonra hüsamettin telefon açar 0nu güldürür gönlünü alırdı. Hüsamettin inat etiğinde ise; - her seferinde telefon açardı şimdi niye açmadı diye düşünen ayşe .. Acaba başkaları ile konuşuyor diye sık sık msn sini kontrol eder ufak bir şüphe duyduğundada hemen telefon açmak için bir sebep bulur arardı.. Maksat sesini duymak sesini duyurmak.. Maksat kızmak değil. Ama birbirlerini çok kıskanırlardı...
Bir aylık zaman sonunda hüsamettin İngiltereden döner. Sürpriz yapmak isteyen ama her seferinde sabırsızlığında sürpriz yapamayan hüsamettin hava alanına iner inmez ayşeyi arar.. bu akşama doğru yanındayım diye..
Ayşe hüsamettin geleceği için ofisteki işlerini hemen bitirip akşam olmasını bekler..
Ve telefon çalar.....
-Ayşe ben geldim kapıya bildirirmisin.. İçeri girmekte problem olmasın der  hüsamettin..
Ayşe yerinden fırladığı gibi 0nu kapıda karşılar.. Ofisine geçerler..Sanki yıllardır birbirlerini seviyormuşcasına, Sanki yıllardır ayrıymışlarcasına birbirlerine öyle sarılırlarki sanki arkadaş olarak gezdikleri, konuştukları günlerin acısını çıkarırlar.. o akşam o kadar güzel geçmiştirki..Ofisteki 3-4 saat içinde birbirlerine bakarak kaç kez sevgi sözü söyledikleri kaç kez göz göze gelip dakikalarca bakıştıkları bilinmez...
İlk kez sevgili olarak karşı karşıyaydır. Ve ilk kez gözlerine bakarak sevigilerini haykırıyorlardı birbirlerini. Belki ofisti ama bir romantik ortam olmalıydı. Hüsamettin de bu konuda çok başarılıydı.. Bryan adams- Everything I do ve Whitney Houston-I will always love you müzikleri eşliğinde dans bile etmişlerdi. O sarılmadan sonra ilk kez bu kadar yaklaşmışlardı birbirlerine ve ilk kez dans ediyorlardı..
o akşam ayrılık saati gelir ve hüsamettin evine gitmek için yola çıkar. Aslında yorgundur. Ama gitmeliydi. O kadar çok düşünüyordukii.. Bir tarafta ailesi bir tarafta seviyorum dediği insan.. Acaba hakkı varmıydı.. Çok sordu kendine bu soruyu.. Ama kendi cevabına kendisi bile inanmak istemedi. Çünkü duyguları hep ayşe diyordu.. Tarafsız olamıyordu.. Ne yapmalıydı.. Aslında yapacak şey belliydi ama bunu bir türlü kabullenemiyordu..
Zaten mutsuz bir evliliği uzun zaman ayrı kaldığı bir eşi vardı.. Yani ayrılığın eşiğindelerdi zaten.. Ama çocuklar.. 0nların günahı neydi. Ayşenin günahı neydi. Ya kendisine yaptığı eziyett..
Her hafta sonu beraberlerdi.. Hüsamettin sadece ayşenin yanında rahattı.. 0nun dışında ne işinde nede evinde huzur bulamıyordu.. Artık eşinin hiç bir haraketine tahammülü yoktu.. Çocuklarının yüzüne bakmaya bile hatta ayşenin bile yüzüne bakmaya utanıyordu..
Çok yıpranmış uykusuzluk, sigara ve alkol çok yıpratmıştı. Oysa ayşe.. Saf ve temiz duygularıyla neler düşünmemiştiki...

Hüsamettin karar vermişti. Ayşe ile ayrılmalı sevgisini ölene dek içinde yaşatmalıydı.. Daha fazla uzatıp ilerde daha çok üzüntü vermemeliydi..Ama nasıl.. Çünkü artık eskisi kapris ve tartışmalar yoktu..Ufak tefek olsada hüsamettin bunu büyütür bir sebep yaratmaya çalışırdı. Ama Bu kezde ayşe toparlayıp arar ve hata bende diyordu.. Aslında geçen her zaman sevgisinin biraz daha artmasına sebep oluyordu.

DEVAM EDECEK..



Kayıt tarihi : 27.03.2006 - Toplam yorum : 6

Güzel hikaye.. Eline sağlık.. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum..


Teşekkür ederim.. Devamı olacak tabii


Kayıt tarihi : 27.03.2006 10:00:00 - Yorum sahibi: acemibilge
hüsamettine mi acısam ayşeye mi şaşırdım ,ama erkek milleti işte bir erkeklik yapıp cesurca başından söylese ya şu kıza evli olduğunu aahhhh ahhhhh nerdeeeeee,dur bakalım nolucak:))


Söyleyememiş işte ne yapalım.. bazan mantık değilde duygular ön planda ise işte o zaman doğruları bulamıyorsun her zman..
Kayıt tarihi : 27.03.2006 11:12:00 - Yorum sahibi: suddenly1969
Duman valla bekliyodum kaç gündür devamını baktım yazmışsın atladım hemen ne olacak bu garibanların sonları çok acele devamını istiyorum :)) meraktan çatlıycam yoksaa..


:)) Pekii
Kayıt tarihi : 27.03.2006 11:50:00 - Yorum sahibi: ayska1979
ya ne olcak ama biran önce öğrenmek istyorum???


Sabırsızlık yok:)))
Kayıt tarihi : 27.03.2006 13:32:00 - Yorum sahibi: eb79
Bende bekliyorum devamını ve çok merak ediyorum ne olacak, arkası yarın gibi oldu  valla. :))))
Kayıt tarihi : 28.03.2006 09:02:00 - Yorum sahibi: Nisanur70


BİR AŞK HİKAYESİ 1Yeni yorum girAç/Kapa

Yaşanan her aşk aslında okuduğumuz  ve beğendiğimiz güzel bir aşk romanıdır dinlediğimizde. Şimdi bunlardan bir tanesini aktaracağım burda. Bölüm bölüm, satır satır......

Günümüz gereçlerinde biri olan bilgisayar internette olduktan sonra bayağı içimize girdi. Artık herşeyimizi 0nda yapar olduk. Sadece bir örnek ; Sıkıldığımızda , bir sevda aradığımızda, derdimizi paylaşmak istediğimizde kısacası duygularımızı bile internet yönlendirir oldu. Kimini mutlu ederken kimini de denizin en derin en karanlık yerlerine attı. Aslında herşey aynı. Tek fark bir çay bahçesinde değil PC başında buluşup , konuşuluyor. İşte benim anlatacağım aşk hikayeside böyle başlayan bir hikaye......

Hüsamettin ile Ayşe
Hüsamettin çevresinde sevilen bir insan. Normal bir hayat süren işi gereği bilgisayar başında çok kalan bir arkadaş. Ayşe ise çevresindekileri mutlu edebilen ama kendini mutlu etmeyi başaramamış bir insan.Hüsamettin ile ayşenin buluşmaları bir can sıkıntısı ile başlamıştır.

Hüsamettin Eşiyle anlaşamamaktadır. Sürekli sorun yaşayan ve bir türlü yoluna girmeyen bir ilişki. Çevresindeki insanlara sorunları belli etmez etmediği gibide herkesin sorunuyla ilgilenir . Hatta bu huyundan dolayı arkadaşları 0na pisikolog hüsamettin diye takılırdı . Takılırlardı ama ne sorunları olsa 0na sorar ve 0nun dediklerini harfiyen yaparlardı. Ne hikmetse hüsamettin hep haklı çıkardı.

Ayşe ise Uzun zaman beraber olduğu sözlüsünden ayrılma kararı almıştı o zamanlarda. Ayrılmıştıda. Aslında çok kararlıydı ama nede olsa arada geçen uzun zaman 0nuda biraz üzmüştü. İkiside rahatlamak için dertleşmek için internetteki sohbet odalarını tercih etmişti.

İkisi ilk görüştüğünde ayşe pek konuşkan biri olmadığı için sadece izliyordu aslında dertleşmek için bile cesareti yoktu. Belliki çok üzgündü. Hüsamettin yazısı belirdi ekranında hayırdır ayşe hanım girip çıkıyorsunuz ama bir selam bile yok.

SELAM der ayşe. İşte böyle başladı sohbetleri. İkiside öyle dolmuştuki iki dakikalık sohbetten sonra tamam bu konuşulabilecek bir insan demişti. ( malum internet ortamı) üçüncü dakikanın sonunda msn lerini vermişlerdi bile birbirlerine.

Hayırdır bir sıkıntın mı var ki konuşmak istemiyorsun sadece izliyorsun dedi hüsamettin.

Aslında evet canım sıkkın ...

- Nedir sıkıntın söylede bilelim belki tanışmamıza vesile olan bu sıkıntının çözüme ulaşmasını sağlayabiliriz.

- Ya işte. ne olacak ki. ... Hüsamettin ısrar edince dökülür ayşe . Zaten içi dolmuştu.

Sözlümden ayrıldım o yüzden kendimi iyi hisstemiyorum. Konuşacak birini aramıştım sadece. Bizim hüsamettin prof ya 0nun sıkıntısına daha iyi anlayabileceğini göstermek için 0nun kendisi ile daha rahat konuşacağını düşünmesi için bir yalan söyler. Bilmezdiki bu yalan 0nun ve ayşenin tüm mutluluğunu elinden alacağını. Bende nişanlıydım hemde uzun süredir ayrıldık anlaşamadık eğer pişman olsaydım ayrılmazdım der.

Yani ikimizinde durumu aynı rahat ol birbirimize daha rahat konuşabilelim. Belki bu konuşmanın devamının gelebileceğini aklının ucundan bile geçirememişti hüsamettin. Aklından geçseydi yalan söylermiydi. Söylerdi herhalde çünkü o şekilde yardım edebileceğini düşündü büyük ihtimalle.. Gerçektende öyle oldu. Ayşe artık gülüyor hüsamettinin yaptığı esprilere gülerken dakikalarca yazı bile yazamıyordu. yani artık mutluydu. Hüsamettinde öyle. Nişanlım diye anlattığı eşiydi aslında. Ama yaşadığı sıkıntılar aynıydı. Yalan değildi. Nerdeyse bir ay geçmişti. Artık bilgisayar başında konuşulanlar yetmiyor. Telefonlar az geliyor. Tanışma zamanı gelmişti. Cesaretsiz bir şekilde. Buluşalım diyememişlerdi bile.

Nette okey oynarken iddiaya girmişlerdi. Yemeğine. Buluşmalarına vesile buydu. Hüsamettin kazanırsa hüsamettin ayşe kazanırsa ayşe ısmarlayacaktı. Kimin kazandığı önemli değildi. Sonunda görüşeceklerdi ya. Hüsamettin kendini tanıtırken biraz kilolu olduğunu söylemişti. Oysa ayşe yok ya kameradan öyle görünmüyorsun diyordu. Oysaki kilo göbekteydi ne bilsin:)

Buluşma yerleri hüsamettine uzaktı. Aralarında 2 saatlik bir yol vardı. Bir türlü saatte anlaşamamalarına rağmen hüsamettin buluşma yerine gider ve 1 saat bekler. Her zaman da öyle olmuş..:) Ayşe gelir. İlk kez görecekti karşısında birbirlerini. İkside birbirlerini tanır. Kısa bir selamdan sonra ayşe "aaa sen hakikaten kiloluymuşsun ya" der. :)) Bu laf...

Hüsamettin çekingen bir tavırla ee ben demiştim sana.. Ayşe olsun ya  balkonsuz ev göbeksiz erkek olurmu der ve gönlünü alır hüsamettinin. Aslında tanışma faslıdır. Ama hüsamettin yine söyleyemez o en büyük yalanının doğrusunu. O kadar konuşmuşlardırki İkiside o kadar sıcaktıki o ortamda iki aşık bile bu kadar rahat samimi olamazdı. Nihayetinde buluşmaların arkası gelir. Artık iki tarafında içinde bir kıpraşım bir heyecan olmaktaydı. Ama hüsamettin söyleyemez ben seni seviyorum diye. Hakkıda yoktur zaten. Karşısındaki pozitif lik hüsamettinin aynı duyguyla karşılandığını anlamasına sebep olsada ikiside söyleyemez. Hüsamettin bir yol bulmalıydı ve mutlu olmasını istediği için yalan söylediği bu insanı üzmemeliydi. Bir yol... O aralar çalıştığı şirket yurt dışına eğitim için personel yollamaktaydı. Hüsamettin sırasını değişerek ben önce gitmek istiyorum der. Çünkü o zaman internete giremiyecek her zaman telefon açamayacak her hafta buluşamayacaktı. Aslında hiç te öyle olmadı. Hüsamettin hayatının ikinci yanlış ama tatlı kararını vermişti bile Kendi istese bile kalbi izin vermiyordu buna. Ayşeye söyledi. Ben yurt dışına gitmek zorundayım şirket gönderiyor. En az 1 ay yokum bilgin olsun arkadaşım der. Artık arkadaşım derken birbirlerine sanki şaka yapıyorlarmış gibi bir tebessüm oluşuyordu suratlarında. Ayşe buna hem üzülür hemde olsun senin açından iyi bir artı olur. diye teselli verir. Oysa elinde olsa kendiside gidecektir. Hüsamettinde elinde olsa 0nuda alıp gidecektir. Ama ne mümkün. Sanki eğitimi için değil ayrılması için yapacaktı bu seyehati. Yolcu etmesini bile istemedi hüsamettin. Oysa ayşe 0nu göndermeyi o kadar istemiştir ki hava alanından.

Hüsamettin telefonunu ve msn adresini kardeşinin kullanacağını söylemiştir. Yani bir numara bir adres bile bırakmamıştır. Ve gider.. En fazla 2 gün dayanır. Bulunduğu oteldeki bir cafeden yada laptopundan internete bağlanmaya başlar. Sürekli konuşurlar yine. Belki türkiyede bile bu kadar çok konuşamamışlardır. Neden dayanamadın neden der kendine. Neden bir daha aradın 0nu. Bu işin sonu yok der kendine ama Gönül ferman dinlemez demişler ya öyle gerçektende..



DEVAMI OLACAK......



Kayıt tarihi : 22.03.2006 - Toplam yorum : 5

devamını yazarken arada paragraf boşlukları bırak lütfen gözlerim şaşı oldu:))


Sırf senin gözlerin için söz bırakacağım:)) Yorumun için teşekkürler
Kayıt tarihi : 23.03.2006 16:37:00 - Yorum sahibi: suddenly1969
Çok güzelmiş ama gözlerim den yaşlar geldi valla yazıların küçüklüğünden.Yinede  çok teşekkürler eline sağlık. Evet arkadaşım "Aşk ferman dinlemiyor" malesef. :))

Yazılarıda senin için büyüteceğim:) yorumun için teşekkürer. Devamında emin ol gözlerin yaşaracak ama yazıların küçüklüğünden dolayı değil:)
Kayıt tarihi : 24.03.2006 17:22:00 - Yorum sahibi: Nisanur70
Devami ne zaman gelecek duman cok bekletme sakin  merak ettim valla :))


Bu hafta içinde devamı gelecek .. Az Sonra:))) Tşk ederim yorumun için.
Kayıt tarihi : 24.03.2006 21:20:00 - Yorum sahibi: ayska1979


Ne Kadar zamandır aşığızYeni yorum girAç/Kapa

Şimdi kar kış. İstanbul’da insanın burnun ucunu dışarı çıkarası gelmiyor. Karikatür krizi devam ediyor. Yani korkulan din savaşlarının ayak sesleri uzaktan geliyor.. Kuş gibi masum bir hayvanın taşıdığı virüsün dünyaya saldığı dehşet.. ortadağu kaynamaya devam ediyor.. liderler büyük büyük laflar ediyor. Gündemi bu konular belirlerken ben aşktan bahsedeceğim. Çünkü şu sıralar mutsuz olan toplumun aşka fazlaca ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Ve soruyorum…

Ne kadar zamandır aşığız, biz insanoğlu?

Ne kadar zamandır bir kuş sesine, mehtaba, bir kadın saçı gibi ince ince yağan yağmura, gün batımına, loş odalara, çiçeklere farklı anlamlar ve değerler yüklemeyi öğrendik ?

Ne kadar zamandır farklı olanların uyuşmasını ve birliğini ve bu birliğe sahip olanların farklılığını ve uyumsuzluğunu biliyoruz ?...

Ve ne kadar zamandır imkânsızı istiyor, 0ndan vazgeçemiyor ve her seferinde imkansızın, imkânsızlığını öğreniyoruz ?

Kendimizi tanımamız aşkla başlıyor.

Ruhumuzun kuytularına aşkla iniyor ve ruhumuzu aşkla keşfediyoruz.

Platon, “Şölen” diyalogunda Aristophanes tarafından anlatılan bir efsaneye yer verir.

Bu efsaneye göre insanlar, erkek ve dişi olarak ayrı ayrı var değillerdi.. Erkek ve dişi “androgynos” adı verilen tek bir varlıkta birleşmişti.

Erkek ve dişinin bedenleri, bu “androgynos”ta birleşik durumdaydı.

Dört kollu, dört bacaklı, çift cinsel organlı bu varlık, sahip olduğu birliğinin verdiği güçle tanrılara kafa tuttu..

Zeus, 0nlara hadlerini bildirmek ve kuvvetten düşürmek için, 0nları kadın ve erkek olarak ortalarından ikiye böldü..

İşte, kadın ve erkeğin tarihin bir noktasında sahip oldukları birliklerine yeniden kavuşabilmek için birbirlerini aramalarının, yani aşkın serüveni böyle başlar.

“Gerçek Aşk”, “Gerçek Eş” ya da “Ruh İkizi “ denilen metafor işte burada ortaya çıkar.

Kadın ve erkek birliklerini yeniden kurabilmek için birbirlerini ararlar..

Ama heyhat, her birinin yapışık olduğu asıl eşleri de vardır..

İşte gerçek aşkta ilk resmi eşte değil, , o ilk birliği sağlayacak ruh ikizini bulmakla başlar….

Yani, aslında kendinde varolmuş olan, ama şimdi mahrum kaldığı, uzak düştüğü, eksikliğini duyduğu bir birliğin, bütünleşmenin peşinde delicesine koşmaktır aşk.

Aşkı aramak, kendinde bulunmayan, kendi dışına çıkmış olan, ötekini aramaktır..

Peki ama, kim kendinde ötekini, ötekinde de kendini bulabilir?

Kişi kendisini ancak öteki yarısı aracılığıyla tanıyabilir.

Ve bu tanıma ancak ötekinin nezdinde kabul görmüş olmakla gerçekleşebilir. İşte aşk da bir kabul görme isteğiyle ortaya çıkar.

Ötekinin arzulanmasıyla ve ötekinin de arzusunu aşka yönelmesiyle ortaya çıkar aşk. Arzular, doyurulmamış olduğu için vardır.

Peki, öteki nezdinde tümüyle kabul görmüş bir aşık, tümüyle doyurulan arzusuyla aşkını sürdürebilir mi?

Ne acıdır ki, arzunun doyurulması, hem aşkın doruk noktası, hem de, aşkın ölümüdür...

Aşkın en yüksek dengesizliği, aşkın en yüksek mutsuzluğu, aynı zamanda aşkın doruk noktasıdır da.

Kabul görmenin tamamlanışı ve arzunun doyurulmasının derin mutluluğu ise, aşkın ölümünün başlangıç noktasıdır.

Aşkın en büyük gücü, aynı anda 0nun en zayıf noktasıdır da.

Aragon tüm bu düşünceleri ne güzel özetliyor:

“Mutlu aşk yoktur.”

Aşkın sonunda elimizde kalan ise bvir demet çiçektir..

Ama, sonunda dalından kopmuş, solmaya, mahkum bir çiçek.

Ama yine de bu çiçek ruhumuzda, yüz değiştirir.. Taç yapraklarını bazen açar, bazen kapatır; soğuktan, yağmurdan korunur, ısıtılır, bütünlüğünü tekrar tekrar kurar.

 

Siyah şalımın altında ellerim kenetli...
“Neden yüzün soluk? Bu umursamazlık niye?”
Çünkü sevgilim, kederimde boğdum seni.

Hiç unutmayacağım...Sendeleyerek çıktı;
Ağzı çarpılmış, perişan...
Merdivenlerden aşağı koştum, parmaklıklara dokunmadan,
Bahçe kadar gittim peşinden.

Nefes nefese bağırdım; şakaydı.
Beni bırakma, ölürüm acımdan.
Güldü bana.
Ah ne kadar da sakindi.
Korkunçtu.
“Yağmurun altında kalma” dedi.


Anna AHMATOVA



Kayıt tarihi : 21.03.2006 - Toplam yorum : 1


Bir ayrılık gününde..Yeni yorum girAç/Kapa

 

MERHABA

Gül yaprağı düşer kimi kez
dal uykularının yüzüne gün ışığı
kuş cıvıltıları sarar bütün dünyayı
ve bir sevinç dolar yüreğine apansız
uzanıp bütün pencereleri aşmak
merhaba demek ister güneşe
- merhaba yaşamak
- merhaba dünya
- merhaba ey sevda 


  Bir ayrılık gününde....


Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan

Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere
Dükkânlara, evlere, kahvelere

Hâtıra yüklü kervanlar geçiyor
Dolu dolu gözlerinin önünden
Bu son yadigar mı bir ayrılık gününden

Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken

Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur
Unutulur, azizim unutulur

Başka ne yapılır böyle bir günde
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık!"

ELVEDA
Hani tanıştığımız o ilk gün varya...
Hani sen bana sormuştun,
'Beni gerçekten seviyor musun?' diye
'Kanıtla!' demiştin...
Uçurumun eşiğinde;
'Seni Çooook Seviyorummm.'diye haykırmıştım.
O anda ilk kayan yıldızla bende kaymıştım.
Şuan seni gerçekten sevdiğimi anlasanda
Artık ben yokum hayatta!!!
ELVEDA......


Kayıt tarihi : 12.03.2006 - Toplam yorum : 2

abi bu ne ya? gelir gelmez karamsarlıkk..


Yok canım Öylesine biliyorsun beni ama daha güzleleriylede burda olacağım.. Şimdi sadece bir giriş yaptım:)


Kayıt tarihi : 12.03.2006 17:07:00 - Yorum sahibi: kübra14


Sayfa : <<   <  1 2 >  >>

Günlük yazmak için üye girişi yapmalısınız, üye girişi yapmak için buraya tıklayın.




Günlük nedir? | Günlüklerim | Yeni kayıt | Günlük ara

Kelime Cambazı
Kelime Cambazı
Toplam 0 yarışmacı
Kelime Hazinesi
Kelime Hazinesi
Toplam 0 yarışmacı
İkili Bilgi Yarışmaları
İkili Bilgi Yarışmaları
Toplam 0 yarışmacı
Bir günlük hediye (ücretsiz) seçkin üyelik için buraya tıklayın

Ayın Yarışması

Nisan ayı boyunca her gün Kelime Cambazı yarışmasına katılabilir ve hergün 48 TL değerinde bir yıllık seçkin üyelik kazanan kişilerden biri siz olabilirsiniz.
Hemen yarışmak için buraya tıklayın

Günün Yarışması

Sayın kullanıcımız, bugün Kelime Avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılabilirsiniz.

Şimdi Kelime avı yarışmamıza ücretsiz üye olarak katılmak için buraya tıklayın

Bilgi

Üye olan herkese
10 BONUS
Üye olmak için tıklayın
Tavsiye edenlere
10 BONUS
Tavsiye için tıklayın
Tıkla Hemen
Bonus Kazan

Bonus için tıklayın
İş ortaklığı | Web Master | Hakkımızda | Sık Sorulanlar | Bize Ulaşın
birmilyon.com bilgi merkezli bir sitedir, bilginin paylaşılması ve çoğaltılması ilkesine dayanarak,
birmilyon.com da yer alan hertürlü soru ve bilgi yarışması tamamen paylaşıma açıktır.
Seçkin üyelik | Bilgi yarışmaları | Kelime ve Zeka Yarışmaları | Günlük | Foto kulüp | Bir sorum var | Serbest kürsü
Normal üyelik | Bilgi yarışması | Çocuk yarışması | Soru gönder | Bir işlem | Bir kelime | Timsah avı
Kullanım Şartları | Güvenlik ve Gizlilik | birmilyon.com V8 turbo

Bilgi Yarışması

5,273438E-02