Bu fıkra değil ,gerçeğin ta kendisi:)
Ben de senin gibi düşünüyorum:))))))
Hahahahahahha, çok güzeldi:):):)
Bence de:))))))))))
ben bu fıkrayı milli takımda fatih terim için yapılanı okumuştum.fatih hoca'da Fransa milli takımı hocasının arasında geçiyor bu konuşma,oda zidane'yi çağırıp soruyordu.bizim hocada hakan şükür'e soruyor oda az düşünüyor ve hagı'ya sorup geliyor ve hocam hagı'ymış diyor,fatih hocada kızıyor,ne hagı'si be ne hagı'si,zidane zinade :)))
Ben de bu fıkranın farklı versiyonlarını okudum ama en çok yakışanı buydu:))))))))))
Bence bu fıkrada bahşedilen zeka seviyesi konusunda bile tereddütlerim var:))))
Haksızlık etmeyin lütfen. Adamda zeka olmasa bukadar dalaverenin altından nasıl kalkar?:))))
AŞAĞIDAKİ YAZIYI BİR ORTAOKUL ÖĞRENCİSİ, OKULUNUN DUVAR GAZETESİNE YAZMIŞ. İNANILMAZ GUZEL VE FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI İYİ DE YAPMIŞ. BOL MİKTARDA İLETELİM LÜTFEN... Bu ülkede yasayan her insanin bağımsızlığını Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kiran bir sinema filmine gidememiş... Padişah 0na Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş... Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej esliğinde Mercedes'lerle gezememiş Anadolu'yu... Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş... Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş... Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar... Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş! Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti .. Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı. Atatürk'e acıyorum... Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir. Aaaah ah... Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak, babasının mersedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken... Bunları yapmadı Atatürk... Keyif çatmadı... Tüm hayatini ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı... ISTE 0nUN IÇIN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK HER FIRSAT ELINDE VARDI. O ISE SADECE BU MILLETIN BAGIMSIZLIGINI ISTEDI. BÜTÜN SUÇU 2 KADEH RAKI IÇMEKTI O KADAR.....
Çok güzel yazmış yazan.... Ellerine sağlık kardeşimin... O'nun dehasına hayran kalmak, yaptıklarını anlatmak ve eserlerinden ilham almak dururken rakısını eleştirenlere acıyorum!!
Gerçekten çok güzel. Biz maalesef ulus olarak detayla uğraşmaktan özü göremeyiz.Bir özelliğimizde değerli insanları eleştirerek adam olduğumuzu sanırız.
çok güzel,herkese mail göndereceğim.Teşekkür ederim.
Ben de yorumunuza teşekkür ederim.
İki kadeh rakı, sevapların en büyüğüdür kanaatimce :)
Keşke herkes Atatürk kadar değeli olsa da 2 değil 20 kadeh içse.
iki kadeh rakı işte mesele burda .bu yazıyı iyiki buraya aldın ve bize kadar ulaştırdın.teşekkür ederim.
Mesele nerede biliyor musun ülkemizde çok değersiz insanların bulunmasında.Atatürk o 2 kadehi de içmeseydi yine birşeyler bulurlardı.Kendi değersizliklerini örtmek için.
Nasıl alırsınız?
Sulu mu - Susuz mu?
Efeli mi – efesiz mi? Kavun – peynir tabağı, roka – balık tadında, imbatının havası…
Denizi kız,
Kızı deniz,
Sokakları hem kız, hem deniz kokan şehir
İzmir Cumhuriyeti burası. Bu kent başka bir ülke. Laik – demokrasi kalesi.
Başkadır insanları. Özgürdür yaşamları.
Gelenide benzetir kendine, taviz vermez yaşam öyküsüne.
Giden kalır kıyısında, dokundu mu suyuna havasına…
Benzer çağdaş Türk insanına!
İşte böyle bir memleketin kadını – erkeği – çocuğu – genci – yaşlısı teslim edecek mi ruhunu derin siyaset kulislerine?
Rakı masasında balık mı olalım? İzmir'in balığı masaların kralı…
Birkaç ne – niyetli adamın yokladıkları nabızların İzmir de atmayacağını bilmeleri gerek – bildirmemiz gerek…AKP çok yakınlarındaki kişilerle İzmir Büyük Şehir Belediye Başkan adayı ile ilgili kazanma hedeflerinin hesabını yapıyor.
Vitrini koruyalım, yolumuza bakalım!
İzmir işgal altında!
İzmir'i kim verecek?
Gelin alın bizden… Biz yüreklerden.
Taviz vermeyiz dikliğimizden…
Gelirsiniz – gidersiniz ama İzmirli asla değilsiniz.
İzmir de yaşamak kim olduğunu düşünmeden o şehre ait olmaktır. Tanımak ve bilmektir.
Kar yağmaz İzmir'e. Yağdığında 'İzmir'e kar yağdı sayın seyirciler' der tüm haber kanalları. Apartman bahçelerinde limon ağaçları, zeytin dalları… Aşk eder, meşk eder Güzelyalı'nın ağaçları, bakışıp durur 'Karşı kıyıdakiyle. Zaten aşk ve meşkin ta kendisidir bu şehir. Şu kordon boyunca yemyeşil çimenlere uzanır özgür bedenler. Denize karşı ne yaşı ne başı nede türbanı dinler, 'nede daha çocuk 0nlar'ı' … Uzanıp çimenlere alır busesini denizin iyodunu içine çeke çeke, İzmir'in saçları karıştıran, etekleri uçuran rüzgârında… Küçük geveze, neşeli yalıçapkını, geçirir zamanını kayıtsız aşklarıyla!
İzmir'i istemek ve almaya çalışmak zor bir iştir.
İzmir Türkiye değil, Türkiye de İzmir değil.
Çağdaş – Demokrat – Aydın - Laik İzmir'i seviyorum.
Ah keşke Türkiye'nin her kenti İzmir gibi olsa… Suluda içilir, susuzda… Sağlığınıza!
'Ben bütün İzmir ve İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim…' M. Kemal Atatürk
Senin sevgine layık olmaya çalışıyoruz – çalışacağız…
Doğruysa ve de hala birileri "aymıyorsa" vay 0n/lar/a vahlar 0n/lar/a ... AKP, ATATÜRK'ÜNÖLÜMÜNÜN 70. YILINISÜKRANLA ANIYOR!!!AKP, yeni ilçe olarak ortaya çikardigi Istanbul-Atasehir' de astigi bez afisle, Atatürk'ü degil, 0nun ölümünü sükranla aniyor. Haber küpürü Cumhuriyet gazetesinin içinde küçüçük kaynamis gitmis... AKP zihniyetinin kendi bez afisiyle bir güzel yakalanmasinin fotografi olsa gerek bu.. Mustafa Kemal'e içten içe gicik olan ama bir yandan da sahtekar oldugu için 0nu seviyormus pozlari çeken "dinci" zihniyet elbette 0nu degil 0nun ÖLÜMÜNÜN 70. yilini sükranla hatta Emine'yle anacakti... Bu yoz kafalar için önemli olan 0nun 70 yildir ÖLÜ olmasi... Çünkü 0nun yasamasi 0nlar için zuldür... Yasiyor korkusu içlerine öyle bir sinmis ki, böyle afislerde ortaya bir güzel çikiyor... Gelecek yil bizce su afisi de yaptirabilirler örnegin: "IYI KI ÖLDÜN ATATÜRK!"
AKP, ATATÜRK'ÜNÖLÜMÜNÜN 70. YILINISÜKRANLA ANIYOR!!!AKP, yeni ilçe olarak ortaya çikardigi Istanbul-Atasehir' de astigi bez afisle, Atatürk'ü degil, 0nun ölümünü sükranla aniyor.
Haber küpürü Cumhuriyet gazetesinin içinde küçüçük kaynamis gitmis... AKP zihniyetinin kendi bez afisiyle bir güzel yakalanmasinin fotografi olsa gerek bu.. Mustafa Kemal'e içten içe gicik olan ama bir yandan da sahtekar oldugu için 0nu seviyormus pozlari çeken "dinci" zihniyet elbette 0nu degil 0nun ÖLÜMÜNÜN 70. yilini sükranla hatta Emine'yle anacakti... Bu yoz kafalar için önemli olan 0nun 70 yildir ÖLÜ olmasi... Çünkü 0nun yasamasi 0nlar için zuldür... Yasiyor korkusu içlerine öyle bir sinmis ki, böyle afislerde ortaya bir güzel çikiyor... Gelecek yil bizce su afisi de yaptirabilirler örnegin: "IYI KI ÖLDÜN ATATÜRK!"
Buna ne yorum yazılır ki Filizciğim? ”Oha,yuh” gibi kelimeler yetersiz kalıyor.Adamların iç yüzlerinin pisliği dışa vurmuş.
Hem Atatürkçü geçinen hem de akpye oy veren körler,örümcek beyinliler ve zavallılar artık biraz gözlerini açabilseler.O kadar da yardımcı oluyoruz anlasınlar,görsünler diye ama algılama yetersizliği var bunlarda.
"" be hey dürzü" diyesim geldi..... bu nasıl bi yazıdır yaa, bu insanların hiçbirinin ATA ya saygısı yok mu? böyle bi yazı için " yanlışlık" lafı ne kadar münasebetsiz dir.....
Senin yerine ben diyeyim
Esir iken mümkün müdür ibadet?yatıp kalkıp Atatürk' e dua etsenin gibi dürzülerin yüzündenDininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutmaAtatürk'e dil uzatma sebepsizSen anandan gene çıkardın ammaBaban kimdi bilemezdin şerefsiz
Onlar yıllarını dağlara gömerken peki biz ne yaptık?
Haklısın ,hiçbirşey yapmadığımız gibi" yan gelip yatmayın "dedik.:((((((((((((
Ben kendi adıma bir şeyler yapmaya çalışıyorum.Bir çok kişi yapmaya çalışıyor belki ama bir birlik olmayınca ülkeyi sömürüp,satıp savdılar.
Atatürk'e ulu orta hakaret edebilecek kadar da cesurlaştılar.
Hala vaktimiz var.Hala tam iş işten geçmedi.Birlik olmalıyız.
Umarım haklısınızdır ama "Atı alan Üsküdarı geçti".Bize de 0nlardan kalan pislikleri temizlemek kaldı.Temizlenebilirse tabii...
hep bişey yapmalıyız bişey yapmalıyız,bişey yapmalıyız demekle olmuyor işte,bişey yapcaksın.ilk denemelerinde başarısız olabilirsin ama devamlılığı olduğunda başarılı olursun ancak.ilk başlarda başarısız olabilirsin ve bunun yüzünden bırakma.sana şu olayı anlatıyım bak. bir gün bir film seyrediyorum,hoca öğrencisine kung-fu öğretiyor, karşılıklı döğüş yapıyorlar,öğrenci sürekli hocasına vurmaya çalışıyor ama hocası çok güzel hamlelerle gelen darbeleri engelliyor,sonra dayanamayıp bir hareketle öğrencinin ellerini kitliyor (kıskaca alıyor) ve şu sözü söylüyor: VURMAYA ÇALIŞMADA VUR... ve öğrenci dahada azimleniyor,hocasını zorlamaya başlıyor,en sonunda nemi oluyor,öğrenci hocasına öğle güzel bir hareketle vuruyorki hocası 4-5 adım geriye doğru sendeleyim düşme durumuna geliyor. bizde artık birleşelim,bir şeylere karşı gelmek için belli merkezlerde buluşalım,insanları bilinçlendirelim,gerekirse gerekli mercileri mektup mail yağmuruna tutalım.ama birşeyler yapalım artık lütfen. biraz uzun oldu başını ağrıttım belki ama olan bu.anlayışla karşılaman dileğiyle.kendine ve bu ülkenin değerini bilen herkese iyi bak...
Yorumuna çok teşekkür ederim.Çok güzel bir örnek vermişsiniz.Keşke bizler de sadece eleştirmeyip birşeyler yapsak.
hayranım bu bekir çoşkuna.adam çok güzel yazılar yazıyor,damardan giriyor ve lafı tam isabet hedefe varıyor. teşekkürler paylaşım için...
Yazı benim de çok hoşuma gitti.Filmi henüz izlemedim ama tahmin edebiliyorum.Yorumunuza teşekkürler.
Çok güzel bir yaklaşım ve oldukça güzel ifade edilmiş.Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Ben de yorumunuza çok teşekkür ederim.
Filiz hanım dayanamadım burada ki destanımı kopyalayıp birde kürsü açtım kusuruma bakmazsınız inşallah ::))) Lakin öyle bir konuya bastınızki parmağınızı belgeselin çıkışındaki sinirimi şimdi boşaltabildim o sebeple ayrıca teşekkürü bir borç bilirim :))
Sevgili Arkadaşım yorumunuza çok teşekkür ederim.Keşke benim de duygularımı yazıyla anlatabilme yeteneğim olsaydı.Sayfalarca yazardım herhalde.Çok kızgınım,çok üzgünüm insanların bu denli nankör oluşunu bir türlü kabullenemiyorum.İnanın yobazlardan cahillerden çok daha fazla kızıyorum böylelerine.
-- Mansiyon Hava Yollarında yemek servisi zamanı. Hostes en öndeki adama kibarca gülümseyerek sordu:- Yemek ister misiniz efendim?Kendini lokantada zanneden yolcu servis masasına baktı:- Seçeneklerim neler?Hostes yine kibarca gülümseyerek seçenekleri sundu:- Evet veya hayır. ***3 üncü Bir alışveriş merkezindeyiz. Yaşlı bir hanım tavuk reyonunda bir türlü istediği kadar büyük bir tavuk bulamayınca, 0nu izleyen reyon görevlisine söylendi:- Bu tavukların daha büyük olmaları mümkün değil mi?Görevli tonton teyzeye takılmadan edemedi:- Mümkün değil teyze, 0nlar ölü. *** 2 nci Kamyon sürücüsü 'dikkat, alçak köprü' ikaz levhasını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmişti. Olanca hızıyla üst köprüye bindirdi ve orada sıkıştı kaldı. Arkasında kilometrelerce araç kuyruğu oluştuktan sonra trafik/kurtarma ekibi nihayet geldi. Kurtarıcı işine başlarken polis de gözleri sıkışmış kamyonda, sürücüye yaklaşarak söze girmiş olmak için sordu:- Köprüye sıkıştınız, he?Sürücü canı burnunda homurdandı:- Yo, köprü taşıyordum, mazotum bitti. *** 1 inci Trafik kuralı ihlali yapan kimsenin çıkmadığı uzun bir nöbetin sonunda polis nihayet aşırı hız yapan bir aracı durdurdu. Sürücü camı açtı. Ruhsat ve ehliyetini uzattı. Polis ceza makbuzunu cebinden çıkarırken keyifle gülümsedi.- Sizi bütün gün bekledim.Sürücü nasıl olsa cezamı öyle ya da böyle çekeceğim rahatlığıyla, iç çekerek cevap verdi.- Anlıyorum memur bey. Elimden geldiği kadar hızlı gelmeye çalıştım ben de.Polis, dakikalar süren gülmesi kesilmeyince adama eliyle git, git işareti yaptı ve adam cezadan kurtuldu.Dalkan Delican
Her rüzgâr savuracak bir toz bulur.
Her hayal yaşanacak bir can bulur...
Her düş gerçekleşecek bir umut bulur...
Kolay bulunmayan tek şey güzel bir dostluktur...
Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik...
Ama basit bir sanatı unuttuk...
İNSAN gibi yaşamayı biliyor muyuz? Bu mesajı sevdiğin dostlarına gönder eğer BEN de SENİN yakın arkadaşınsam dostunsam bana da yolla ........:)))
Zengin; çok mala sahip olana denmez, zengin kalbi olana denir.
Kalp zenginliğinden mahrum olan kimse, ne kadar geniş servete sahip olursa olsun yine fakirdir.
Tamamı ve hırsı sebebiyle de halk nazarında hakirdir.
Kalbi zengin olan kimse de ne kadar fakir olsa herkesin nazarında muhteremdir
Paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki yoktur
Kural 2: Asla farklı olduğun için utanma.Eğer çevrende senin gibi düşünen, seni anlayan insanlar yoksa ,o zaman çirkin ördek yavrusu hikayesini hatırla... Muhtemelen sen yanlış yerde, yanlış insanlarla birlikte olduğun için seni anlamıyorlardır.O halde hedefin ait olduğun yeri bulmak olmalıdır.Asla muhteşem bir kuğu olduğun gerçeğini unutma ve ördek olmak için uğraşma.
Kural 3: Ailen dışındaki insanlarla ilişkilerinde asla kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atma ve kendini hayallerle kandırma.Her zaman ama her zaman önce sen gelmelisin. Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzmeyi tercih etme.
Sen kaldırabiliyorsan, 0nlarda kaldırabilir. Karşındaki insan senin mutluluğunu düşünmüyorsa ve senin üzülmene yol açıyorsa,o zaman o insan sana değer vermiyor demektir. Bu kişileri değiştireceğini ya da sana zamanla önem vereceğini düşünme. Sana karşılıksız sevgi veren ve senin için her şeyi göze alabilecek tek insanlar ailendir.
Kural 4: Asla kaybetmekten korkarak, sırf inanmak istediğin için karşındaki insanin sevgi sözcüklerine inanma.Sevgi insanin kalbindedir, gözlerindedir, davranışlarındadır, ses tonundadır, sana verdiği önemde ve değerdedir, senin için yaptığı fedakarlıklardadır.
İnsanlar çok kısa zamanda sevgi sözcüklerini umarsızca dağıtmaya başlarlar. Bunları dinle ama gerçek sevgiyi karşındakinin davranışlarına bakarak bul.
İnanmak istediğin için değil gerçek olduğu için karşındaki insanin sözlerine inan...
Kural 5: Her zaman ama her zaman, mutlaka kalbini dinle. Hayatta senin için neyin doğru olduğunu bir tek içindeki ses söyleyebilir.Dolayısıyla içindeki sesle konuşmayı öğren. Her gün kendinle kalmak için zaman ayır ve kalbini dinle.
Başka şekilde hissetmek için ikna etmeye değil, gerçekten ne hissettiğini bulabilmek için dinlemeye çalış. Bazen içindeki ses sana çok zor geleni yapmanı söyleyebilir ya da duymak istemediklerini söyleyebilir Korkma... ve içindeki sesi dinlemeye devam et...
Kural 6: Her zaman ama her zaman, mutlaka kendine iyi davran. Kendini sev, şefkatle yaklaş.
Yanlış yaptığında acımasızca kendini eleştirip üzme... Aksine başını okşa, kendini kucakla ve her şeyin geçeceğini söyle. Üzgün olduğunda, kırıldığında, acı çektiğinde, mutsuz hissettiğinde kendine özen göster, tıpkı hasta bakar gibi kendine bakim uygula. Yapmaktan hoşlandığın aktivitelerle meşgul ol ve bu durumdan çıkarak kimsenin seni incitmesine, üzmesine izin vermeyeceğini göster.
Kural 7: Hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu asla unutma ve bedel ödemekten istemediğin için kendini boşlukta bırakma. Örneğin bir insani incitmişsen, ödeyeceğin bedel o insanin güvenini yitirmektir.
Eğer seni sevmeyen biriyle birlikteysen, yalnız kalmaktan korkup ilişkide kalma, çünkü kalmanın bedeli sevgisiz bir hapiste yaşamaktır.
Eğer farklı olmaktan korkuyorsan ve başka insanları taklit edip 0nlar gibi olmaya çalışıyorsan, ödeyeceğin bedel kendine olan saygını yitirmek olacaktır.
Diğer taraftan bazen kendin gibi olmanın bedelinin de yalnız kalmak olduğunu unutma. O halde yasamda her zaman bir bedel ödeyeceğini hatırla. Bir adim atmadan önce mutlaka ödeyeceğin bedeli bil ve kazanacaklarına değip değmediğine bakarak kararlarını ver.
Kural 8: İnsanlara karşı nazik ve sevecen ol, ne olursa olsun asla bir başka insani kırmak için konuşma, bilinçli olarak üzmeye çalışma ve kendi acını hafifletmek için bir başkasını yaralama.
Kural 9: Hayatta en büyük dostun sen olabileceğin gibi hayattaki en büyük düşmanın gene sen olabilirsin. Seçimini yap ve kendin için dostu mu yoksa düşman mı olacağına karar ver.
Yasamdaki tüm acıları atlatabilirsin, her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin, istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin. İstersen kendine yeni bir hayat kurabilirsin. Eğer kendinin dostu olabilirsen.
Kural 10: Asla tecrübe kazanmaktan kaçma ne kadar zor olursa olsun, yeniden ayağa kalk ve yola devam et. Hayati öğrenmek için o tecrübelere ihtiyacın var. Kalbin ask acısı ile yaralanmış ise, sonsuza kadar kendini aşka kapatma. Ruhun insanların acımasızlığı ile incinmiş ise, hayata küsüp kendini karanlık bir dünyada yasamaya zorlama. Bedenin çok büyük acılar çekmişse, kendini uyuşturup bırakma. Unutma bilge insan hayatı yaşayandır. Cesur insan korkusuzca devam edebilendir. Kahraman insan tüm acılarına rağmen yenilmeyendir
(Alıntı)
O kadar güzeldi ki Sevgili Öğretmenim bu güzel günlüğe teşekkür etmeden gitmek istemedim.Paylaşımlarınız için ve böylesi derslerle dolu güzel alıntıları bulup bizler ile paylaştığınız için sonsuz teşekkürler... Saygı ile ellenizden öpüyor, sevgili torununuzu kucaklıyorum :))) Bu arada resimlerini özledik , bizleri mahrum bırakmayın o bıcırıktan Sevgili Öğretmenim :))))
Ben de teşekkür ederim Sevgili Arzu güzel yorumun için.Ben de seni ve güzel kızını sevgiyle öpüyorum.En kısa zamanda efenin resimlerini yüklüyorum:)))
son zamanlarda okuduğum en iyi yazı. tşkler paylaşım için...
Beğenmenize sevindim.Yorumunuza teşekkür ederim:)))
Günlüğünüzü şimdi okudum,iyiki paylaşmışsınız harika yazılar,hele fıkralara bayıldım:)))..Teşekkürlerr...
Beğenmenize sevindim.Çok teşekkürler:)))
Çok güzelmiş sevgili öğetmenim.Paylaşımınız için çok teşekkürler...
İnsanlar ders almasını bilse çok güzel örnekler var Sevgili Arzu.Yorumuna çok teşekkür ederim.